uğur dündarın haklı olduğunu sonuna kadar desteklediğim hadisedir.
''birisi bizim namusumuzla oynarsa hesabını yargıda sorarız, yargı bizim nasumuzla oynarsa kime gidelim. varsın öldürsünler beni '' diyerek her şeyi açıkça ortaya koymuştur. koskoca savcıların böyle asılsız iftiralara imza atması gerçekten üzücü ve vahimdir. en bağımsız olması gereken kurum ve kuruluşlar bile bazılarının etkisi altına girerek ülkemizi tehlikeli yerlere sürüklüyorlar.
uğur dündarın çıkışı biraz da bunlaraydı, brezilya saçmalığıyla da patlamış oldu. iyi de yaptı. tebrik ediyorum...
en son tuncay özkan'ın '' erkekseniz , haysiyetiniz varsa beni de ergenekondan içeri atarsınız! '' diye savcılara isyan ettiği sonra da kodesi boyladığı o ani çıkışlardan birisine benziyor.
"bu zamana kadar birisi namusumuza dil uzatınca yargıya gidiyorduk,peki yargı namusumuza dil uzatınca kime gideceğiz?" şeklinde sorarak isyanını dile getirmiştir.
sonda söylemiş olduğu sözüyle kendisine daha fazla hakverilesi insan. diyor ki: ''insan kendisine iftira atılır, hakkını gider yargıda arar, bir insana yargı iftira atarsa bunu gidip nerde arar? napalım biz napalım şimdi.'' mağdur bir adamın haklı isyanıydı onunkisi. ergenekonla hiçbir ilgisi olmayan verilerin bu iddianameye eklenmesi güvenilirliğini yitirmiştir. ha bir de seçimler öncesinde yayınlanmış olması da zaten fazlasıyla kafa karıştırıcı!
bu zamana kadar yargı başörtülü insanların namusuna dil uzatırken tınlamayan , destek veren ; aynı yargı'yı ensesinde hissedince ne yapacağını şaşıran , elleri titreyen , akşam haberlerinde ses tonuna acınası ifade takıp show yapan adamın son çırpınışları.
artık "uğur dündar"ı bile isyan edicek bir durumda gördüysek, artık buralardan gitme vakti gelmiştir.
--spoiler--
bu cümle kalıbını çok seviyorum. bi çizgifilmde, köpek söylüyordu. orjinali: "iki başlı dev bir fare* gördüğünde, artık buralardan gitme vakti gelmiştir".
--spoiler--
sayesinde olan oldu artık rio karnavalı hayalimiz de suya düştü. son 6 ay içinde brezilya'ya giden hükümet muhalifi herkesler artık ergenekoncudurlar tez kellesi vurula. padişah fermanıdır hadi hayırlı olsun.
eklenti: allahtan venezuella'ya gitmedi kadıncağız chavez, kominizm olayları falan alimallah padişah lime lime eder adamı amanın düşman başına.
son dakika haberi: adam yemin billah ediyor karım bir kere bile brezilya'ya gitmedi diye. gittiyse kendimi öldürürüm namus olayıdır diyor. kendini savunmaktan baska gerçekleri açıklamaktan başka bir şey yapmamış adamcağız. bu kadar da iftira gerçekten fazla. bakalım sırada kimler var. heyecanla bekliyoruz.
yarginin o sert yüzünü görünce eşekten düşmeşe dönen, bu güne kadar başörtülü insanlari özgürlüklerini kısıtlayan yasalara hep destek vermiş başörtülü insanlarin ömürleri boyunca o sert yüzle yaşamalari için elinden geleni yaparken yargi bağımsız.. ayni sert yüz, kendisine daha görükmeden ceee deyince satilmiş yargi oluyor. bu bir çelişki değilmi sayin hijyen objektifi uğur abi..
buyurun nihat genç bu güne kadar ağzına geleni söyledi. ama karisinin nereye gittiğiyle alakali araştirma yapılmadi..
yanlı medyada yakınıyorsun, medyanin yarisini ortasinda sen oturuyorsun.?
basını kullanıp iktidarin üzerinde bir etki kullanmak yanlı medya değilde nedir ?*
bu adam haklı olduğu bir konuda aslan kesilir, kimseye ağzını açtırmazdı. demek ki var bi$eyler ve göt korkusundan kaynaklı olarak, türk halkı nazarında sahip olduğu karizmayla paçayı kurtarmaya çalı$ıyor.
benim görüntülerden anladığım bu. doğrudur yalandır izleyip görmek lazım.
koftiden arenalarda sabancı'nın , koç'un şirketine baskın yapamayan , gariban pastahanecileri sıkıştıran, şimdi de asıl arena' ya çıkma korkusunu ensesinde hissedince ana haber bültenlerini kendi sorunlarıyla işgal eden korkuyu hep beraber gözlerinden okuduğumuz meslek hayatının sonunun geldiğini artık kendiside anlayan bahtsız bedevi' nin isyanı.
zamanında panda şirketine ''suçsuz'' yere bok atıp algida şirketini güçlendiren adamdan şaşırtmayacak sözler. hani atalarımızın söylediği bir söz var ya, ''cuk'' diye tabir ettiğimiz bir şekilde bu duruma uyuyor.
bizim at gözlüklülerin zihniyetini bir kez daha görmemizi sağlayan isyandır. bir adamın, bir insanın en değerli varlığı olan ailesine, namusuna iftira ile dil uzatılmış ve hala bunu bile siyasi görüşlerine göre değerlendiren, namus ve aile kavramlarını bile çiğneyebilen haysiyetsizlerin varlığından artık tiksinmek bile yeterli değil.
nasıl bir zihniyettir bu? kendisine karşı olan, kendisi gibi düşünmeyenlara karşı nasıl bir düşmanlıktır? bir kadının namusunu bile yok saymak nasıl bir namussuzluktur?
bu adamı sevmezsiniz anlarım. haberciliğini beğenmezsiniz anlarım. aydın doğan'ın maşası olduğunu iddia ederrsiniz onu bile anlarım. fakat ailesi ve namusuna karşı olan bu duyarsızlığı anlayamam.
insanların onurları, namusları, aileleri üzerinden yapılan bu rezilliği alkışlayanların da...
Türkiye'nin bir çok yerinden bir çok devlet memuru tarafından yükselen isyandır aslında ama isyanı eden bir ana haber sunucusu ve uğu dündar olduğu için daha çok ses getirmiş isyandır.
Bu ülke'de makam için mevki için, yandaşlarını bir yere getirmek için, birilerine yalakalık yapmak için, rant sağlamak için, rant dağıtmak için ve kadrolaşmak için ne yiğitlerin canı yakılıyor ama kimse sesini çıkarmıyor.
illa ünlü mü olmak lazım? illa kendimi yakarım diye başbakanlık önünde bağırmak mı lazım?
yanlış yerden yaptığı isyandır. o hain kanallar grubunun sözlerini kimse kıçının herhangi bir tarafına takmıyor artık. bazı at gözlüklüler hariç tabii.
yıllar yılı habercilik anlayışı ile türkiye nin çözümsüz problemlerine el atmış, siyasilerin başına çok bela olmuş bir habercinin, bir gün başına mutlaka gelmesi olası bir olay sonucunda verdiği haklı tepkidir.
olayın içeriğine girmeden önce, uğur dündar ın anlattığı diğer olaya değinmek istiyorum ki, burda uğur dündar resmen tansu çiller in de ipliğini pazara vermiş oldu. bu diğer olay da şuydu;
yıllar evvel, özer uçuran çiller in yaptığı yolsuzlukları araştırıp, taa amerikalara dayanan bir çalışma ile bu ailenin ipliğini pazara veren uğur dündar ın kellesinin uçurulması için çillerin verdiği ölüm emri.
evet arkadaşlar. böyle bir ülkede yaşıyoruz. laf arasında sıkışmış kalmış olan bu olay, türkiye nin gerçeğidir. başbakanlık vasfını kullanan bu kadın da türkiye nin gelmiş geçmiş yüzkaralarından biridir.
bu arada çiller, dündar ın öldürülmesi için, devletin kirli işlerini üstlenmiş kişi abdullah çatlı yı görevlendiriyor ancak çatlı; "uğur dündar çok mert, doğru - dürüst bir adam" diyor ve öldürmekten cayıyor. bu olayı da yıllar sonra bir mit müsteşarı uğur dündar a açıklıyor.
gelelim asıl olayımıza;
uğur dündar ın eşi yani yasemin baradan ın yut dışına hatta brezilya ya sık sık gitmesi (ne varsa bunda) ve uğur dündar ın ekranda -diğer- diye adlandırdığı bazı olaylar. ve savcının bu iddiaların altına imzayı basması. araştırma yapmadan bir nevi yargısız infaz yapması. tabi bu iddiaların da yılışık gülüşlü melih gökçek le alakalı haberlerin ortaya çıkmasından sonraya tekabül etmesi.
uğur dündar a kızanlar ya da hala akp diye inat edenler kendilerini bir dakikalığına bu sinirden deliye dönmüş adamın yerine koysunlar.
sırf siyasi rant için, başlarını kapattırdıkları karılarına ya da kızlarına veyahut da analarına böylesi çirkin ithamlar yapılsa, iftiralar atılsa ne hissederler?
bu gece uğur dündar ı izlerken, bu koskoca adamın sesi titrerken onu bir an babamın yerine koydum. kendi annemi düşündüm. o an bile içim yandı. yıllarca şerefi ve namusla yaşamış bir insanın (geçek bir insanın) sırf yolsuzları ve yolsuzlukları deşifre ettiği için başına bunların gelmesi gerçekten çok acı.
bir uğur dündar, bir emin çölaşan.. bu tür aydın insanlar bir elin parmakları kadar az türkiye de. neden karalanıyorlar, neden rencide ediliyorlar. hiç mi vicdanınız yok? yetti artık bu sahtekarlığınız, dolandırıcılığınız, hukuku ve yargıyı ayaklar altına almanız..
anlamadığım brezilya'ya gitmekle namus arasında ne bağlantı olduğudur. yoksa uğur dündar'ı severim. haklı bir isyandır da ne işi var karısının ergenekon gibi türkiye'nin en önemli davasının iddianamesinde. ergenekon bildiğin terördür. bu adamın eşi ne yapmıştır da terörün iddianamesinde ismi geçmektedir anlamak hayli zor.