geçen hafta bitirdiğim ve hakkında birkaç şey söylemek istediğim, gayet güzel bir anlatımı olan kitap.
ben bu kitabı oda yayınlarından bitirdim, baskısı ve çevirisi gayet hoşuma gitti, puntoları da okunulabilir. çevirisi gerçekten övülmeye değer, umarım çevirmen okur da yüzünü gülümsetme şansım olur harika iş çıkartmışsınız.
kitaba gelince. emily ablamızın tek yazdığı kitap, birden patlamış ve dünya klasiği olmuş. bir intikam kitabı, takıntılı ve kin dolu bir insanın gözünün kararıp etrafına verdiği zararları anlatıyor temel olarak. kitapta irdelenmesi gereken karakterlerden ilki; heatcliff. bu abimizi yolda buluyorlar daha bebekken ve onu evlat ediniyor evin sahibi. sahip hariç herkes ondan nefret ediyor, ona kötü davranıyorlar. yediği dayaklara ve işkencelere katlanan bu abimiz her şeyin sonucunda oldukça güçlü ve kırılmaz oluyor bir o kadar da duygusuz. bunun tersi olan adam ise evin büyük çocuğu, her şeyin varisi ama o kadar güçsüz ve çelimsiz ki tek gücü parası. babası ölünce de heatcliff ile başa baş kalıyor zaten. onun kardeşi ise heatcliff'e tek iyi davranan, onu seven kişidir. sonradan başka bir zengin çocukla evleniyor ama gözü körelmiş aşk onu hasta edip öldürüyor. tüm bu acılardan sonra heatcliff hayata küsüyor, en değerli insanlara kötü davranıyor ve ölmeyi bekliyor çaresizce. en sonunda da ölüyor istediği gibi, sevgilisinin mezarına gitmek isterken.
kitap genel olarak kendini okutturup sevdiriyor, bir göz atmanızda fayda var. uzun yolda okumuştum ben, gayet zaman geçirtti.
Bugün başladım ve 71. sayfaya geldim. Hâlâ kim kim çözebilmiş değilim. 3 tane Catherine var ve ikisi anne kız. Nerede hangisinden bahsediyor hiç bir fikrim yok.
Klasiklere özgü bay bayan ve genç ayrımı burada da var. Ve bir karakterden hem ismiyle hem genç olarak hem de farklı bir sıfatla anılıyor. Çeviri hatası mı, anlatıcı kaynaklı mı bilmiyorum ama saçlarımı yolmak üzereyim.
Çeviri kitaplarda en nefret ettiğim şey yine başıma geldi.
Not: her yerde de "muhteşem", "kendinizi kaybettiğiniz bir eser" falan diyor ve ben yukarıdaki sebepten ötürü kaybedemiyorum. Ağlayacağım.
Uğultulu tepeleri çok sevsem de emily'nin ablasının eseri jane eyre'ın yeri ayrıdır bende.
Lâkin o hizmetçi nelly dean'da ne hafıza varmış, şaşmamak elde değil. *
karakterlerin isimleri 200. sayfaya gelsem de halen karışmıyor değil. klasik 19. yüzyıl romanlarından. köylü-şehirli, zengin-fakir, efendi-uşak… bu kısımları biraz baysa da tavsiye üzerine okuyor. sonu nasıl olacak bekleyip görelim.