genelde buna değmeyen kadınlardır. tüm hayat yok sayılıp, yalnızca sevgili düşlenerek, o kırılmasın aman mutlu olsun denilerek yaşanan bir ilişkinin sonunda saçma sapan bir sebeple terkedilmenin sonucudur. yazara da ardından şiir yazmak kalır haliyle. (bkz: sözlük yazarlarının itirafları)
bir başka versiyonu da terkedilmiş arkadaşın artık bir alt yapıya sahip olup her bulduğu hoş kıza bir kaç kelam karalamasıdır. karşıdakini özel hissettirir ancak; yarına bakılmadan yapılan bir hareket odluğu için düşüncesizliktir. (bkz: özeleştiri)
orhan veli için kimsedir.
bütün güzel kadınlar zannettiler ki
aşk üstüne yazdığım her şiir
kendileri için yazılmıştır.
bense daima üzüntüsünü çektim
onları iş olsun diye yazdığımı
bilmenin.
yaşadıkları belki sıradan bir aşktır, ki yaşanılan hiçbir aşk sıradan değildir.
ama duygular öylesine içtendir ki, ve vuslatın hayali ile aşkın o mayhoş acısı arasında kalan dar vakitler öylesine güzel anlatılır ki, şairler ölümsüzlüğe kavuştururlar o kadınları.
bir efsane... ne zaman yaşadığı, hatta gerçek olup olmadığı bile bilinmiyor. kays, o denli sevmiş ki mecnun olmuş kendisi de... ilk "leyla" şiirini kimin yazdığı, bu masalı ilk anlatanın kim olduğu bilinmiyor. fuzuli, sonradan ona dair en güzel şiirleri yazmış da olsa, bu imkansız vuslatın kadınını tanımamız, hep o mecnun sayesinde ve ona yazılan o şiirler...