uğraşırsan olur

entry1 galeri0
    1.
  1. Uğraşmadım.

    Uğraşsaydım olurdu. Fakat uğraşmak istemedim. Bilmiyorum uğraşır mıyım.

    Şu parmaklarımı saran yaralardan bahsediyorum. Saçımda dökülüyor olmalı.

    Dişlerimi bazen fırçalıyordum. Artık uğraşmıyorum. Cola içmekte tereddüt ettiğim zamanlar oluyordu.

    Cola peynirle yakışıyor mu? Unut gitsin.

    Zaten karnımın dibini kazıyan açlık hissiyle başka türlü uğraşamam.

    Dişlerim ne alemde gerçekten bilmiyorum. Geçen baya Bi hasta oldum. Hemşire tansiyon aletini koluma sardı. Tansiyon aleti kolumdan gevşedi. Sağlıklı ölçüm yapamadı.

    Kollarımla birlikte vücudum çok zayıf kaldı. Kollarım niye zayıf?

    Bir de böyle her şeye tepkisiz kalma olayı var. Her şeyin farkında olma olayı.

    ilk defa gördüğüm bir bebek beni gördükten sonra niçin ağlar?

    Bunun farkındayım. Hiç kimsenin umurunda olmamakla beraber, askıya asılan bir mont gibi..

    Ancak hava soğursa ihtiyaç duyulan bir mont gibi olduğumun..

    Evet bunun farkındayım. Son 25 yıldır iç açıcı şeyler yaşamadım.

    Hata yaptım. Hata yaptıkça farkındalığım arttı.

    Aile içerisinde ve çevrede sürekli gelişim gösteren olumsuz şartlardan dolayı hayallerimi gerçekleştirebilme motivasyonum düştü.

    Ve nihayet sıfırlandı...

    Kim için önemliyim, yaşamaya çalışarak kime neyi ispat etmeliyim, gerçekten bilmiyorum.

    Son 25 yıl maddi, manevi, fiziken, ruhen..

    Her şekilde tükendim.

    Korkutucu yanı, her tükendiğimi hissettiğimde farkındalığım bir kat daha arttı.

    Ve her şeyin farkında olmak çok korkunç. Gerçekten korkunç.

    Mesela ben kendimi Bi fırtınadan korumak için, öteki fırtınaya savurdum.

    Bi gece fabrikanın tekinde vardiye dönmekten kusacağım geldi. Kustum..

    Dedim ki kaçmalıyım.. Ama nereye nasıl?

    Sonra askerlik yapmadığım geldi aklıma..

    Ne yaşayacağımı, neler yaşayabileceğimi umursamadan,,

    Fabrikayı terk ettim. Fabrika beni çok yordu.

    Onun fırtınasında çok savruldum

    Üstelik bir kaç fabrika. Artık bacası tüten devasa makine sahaları görmek istemiyorum.

    Fabrikalar beni yordu. Çok yordu.

    Onun fırtınasında çok savruldum.

    Şimdi askerlik yapacağım. Bu beni ne kadar zorlar bilmiyorum.

    Askerlik tek kaçış noktam. Askerliğin olduğu yerde fabrika olmaz..

    Asker olduğun için ailenin senin geleceğin hakkında kurguladığı bir takım planları artık duyamaz olursun.

    Çünkü askersindir.

    Bir şeyin daha farkındayım.

    Askerlik bitecek. Şimdi bir saniyesini bile bozmamış gibi görünüyorum.

    Fakat bitecek elbet. Peki ya ondan sonrası?

    Fabrika mı? Vardiya mı? Ben kendimi ne kadar seviyorum? Kendime saygı duyuyor muyum?

    Uykusuz gözlerime, Parmaklarıma, dökülen saçlarıma ben..

    Hürmet gösteriyor muyum?

    Peki ben....

    2 kez aşık olup büyük bir hayal kırıklığı yaşadıktan sonra,,

    Bir kızla hayatımı birleştirecek kadar aciz bir adam mıyım?

    Ben.. Evet ben.. Bir kadının beni gerçekten sevebileceğine hala inanıyor muyum?

    Cebi delik, yüzü çirkin bir adam hala tüm bunların hayalini kuruyor mu?

    Bir anlık cinnetle kendimi katletmediğim sürece, gerçekten ve gerçekten önümde uzun bir hayat olduğunu düşünüyorum..

    Bu uzun yolda yalnız başıma yürümem gerektiğine kendimi ikna edemiyor muyum?

    Bilmiyorum

    Hiç birine cevap veremiyorum.

    En son saçlarımı seviyordum. Onlar da beni sevmemiş olacak ki,,

    Bir bir dökülüp gidiyorlar.

    Beni kim ne yapar bilemiyorum.

    Hayat ölmeyi beklemek

    Daha fazlası değil..
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük