çaresizlikten farkı, seçim şansımın olmasıydı, çaresiz değildim ama tek çarem gibi davrandım (aciz gibi), herşeyin bitmesi tek adımıma bakıyordu, neyin baş neyin son olduğuna kim karar vermişti ya da, bir çemberin içinde dönüyordum işte, hakikat uzak göründü, ben abartılı yaşardım herşeyi yine abarttım abartmanın son bulmasının tek bir şartı vardı gerçekleşti...
bitti herşey aniden, hemde kendimi henüz boşuluğa bırakmamıştım işte bu kadardı, huzur bu kadar yakında havalandırma boşluğuna bakan, hiç gündüz olmayan odamda yine uyumuyordum ama 'huzur' o başka şey.
insan istediğine en yakın olduğu noktada uçuruma en uzaktır işte, huzura yakındır. o vakitlerde hatta huzurla bütünleşmiştir çember içinde döner hala ama umursamaz istediği oldu ya maneviyatı bile güçlenir,
uçurumun kıyısında hissetmek ölümü değil yaşamı hissetmektir. ölüm ise oldukça basit birşeydir uçak yolculuğunda hissettiğimiz arsız his işte.
uçurumun kıyısında hissediyorsanız kendinizi nefesiniz durmaz, daha sık ve derin solursunuz havayı.
tanım: seçim şansı varken trajediyi seçmektir, tamamen zayıflığınızdan kaynaklanır.