dün akşam yayınlanan bölümünde uludağ sözlük'e jest yapmış olan dizi. hayret kimse yazmamış. pınar ve kocası gazeteci ulaş'ın geçmişini araştırmak için internette sörf yaparken pınar "bakalım uludağ sözlük ne demiş" diyerek sözlüğü açıyor. uludağ sözcüğü biplense de ağız hareketinden ve sayfada sol üst köşede görünen "uludağ sözlük" logosundan anlıyoruz bunu. ben kendi adıma - nedense - çok gururlandım da kimsenin farketmemiş olması gerçekten çok ilginç. kerem deren'in uludağ sözlük'e geçtiği bu kıyak yabana atılır cinsten değil doğrusu.
not: felicia nihayet melek tavırların bir şeye yaramayacağını anlamış ve isyan etmiştir. ki bu hali çok daha gerçekçi...
Memlekette , töre aşiret, aga maga imkansız ask,birbirlerini yanlış anladıklarından, yüzyıl bir araya gelemeyen salak aşıklar olmayınca, olmuyormuş arkadas. Bu reyting cihazları kimlerin evindeyse, televizyonda seyredecek bisey bırakmadılar.uçurum da bunun son ornegi. Dogrudan bize sizin kafa bu kadarına basmaz , huzur sokağı, cocuklar duymasın izle otur aşağı diyorlar ben bunu anladım.
bazıları için biraz sarsıcı olabilir ama 11. bölüm ile feci vurmuştur. enis arıkan çok başarılı. (bkz: uçurum dizisi kutlu) böyle giderse ezel ve suskunların her daim bir adım önünde olacaktır.
düdüt: tak tak arif sadece kapı tıklatmamış, pınar'a dedikleri çok feci ya;
Bu işler öyle sokakta yürürken fakire sadaka vermeye benzemez. Madem ki güvenli evinden çıktın, insaniyet namına dişini sıkıcaksın, madem ki hayatında ilk defa birisine yardım ediceksin, vazgeçemezsin.
Ve
Ne zannettiniz? Cehenneme inmeden oradan birisini kurtaramazsınız!
11. bölümüyle ne denli kaliteli bir yapım olduğunu ispat eden dizi. dizi demek de istemiyorum aslında, o kadar gerçek, o kadar yapaylıktan uzak ki; her karakterini ayrı ayrı görmüş gibiyim. muhteşem bir bölümdü. evet yazmak için geçtim bilgisayarın karşısına; ama neresinden başlayacağımı bilemiyorum.
hani yaman'ın lağım ekrem'i alıp tak tak arif'i indirmeye gittiği yerde, kutlu "bruder?" diye sesleniyor ya... yok böyle yaman çelişki. bana sorarsan yaman bildiğin orospu çocuğu, pezevengin biridir. merhameti zerre hak etmeyen bir kansızdır; ama kutlu için öyle mi? kutlu'nun kahramanıdır yaman. ötesi yok.
kutlu'nun ses kaydında söyledikleri zaten insanın ciğerini dağlayacak cinsten; ama öyle bir şey söylüyor ki siz ne yapıyorsunuz diye sormadan edemedim adem'e, eva'ya ve diğerlerine.
"burda kuralları bilmiyorum bu yüzden neden cezalandırıldığımı da bilmiyorum bruder..."
sonra, bodrumdaki kızların hangisi ilk ölecek diye zar atılması... mika'nın kaypaklığını irina'dan beklerdim ki bu da hayatın başka bir gerçeği. bahar'dan sonra atıl "şimdi kim zar atacak?" deyince irina delikanlı gibi gözlerine baka baka "ben" dedi ya. insanoğlunun yüreği neler neler gizler imkanı yok bilemezsin dedim kendime.
eva'ya kızmıyorum, kızamam. onun kardeşine yapılanlar insanlığa sığmazken, kutlu'yu vurmuşlar, dövmüşler, kötü davranmışlar ayıplamak mantıksız geliyor bir yerde. kardeşimi almanın başka bir yolu yoksa, çare buysa eğer, karşımda ahlaktan, insanlıktan, merhametten anlamayan çıkarcılar varsa mantıksız evet.
nur'un da bir kızı varmış yaman'dan. bana çok sahte geliyor o şefkatli anne, abi ayakları. lanet olsun o halde sizin şefkatinize. başkasının canını, ciğerini söke söke alırken, parça parça ederken kimselerden size ve sevdiklerinize merhamet etmesini beklemeyin.
tak tak arif'e gelince, daha önce de kendisinin belirttiği gibi, bu namı kapı tıklatarak almadığını bir kez daha görmüş olduk.
acaipti. felaketti. damardan girmekti bildiğin. sadece bir dizi olsa da, sadece kurgu ve tamamen hayal ürünü olsa da, yani öyle olduğunu söyleseler de insanın içine bu kadar işleyen bir iş yapılmış ülkemde.
o halde hala umut var. o halde hala bitmedi. iyiler kötüleri yenecek o halde. hem de hep yenecek.
--spoiler--
11.bölümüyle middemi bulandırmış dizidir. bildiğin otistik adamı dövdüler felicia'yı kurtarmak için. ne acıdım adama ya! hele eva'nın kendisinden af dilediği ve beraberce çocuk gibi ağladıkları sahnede ve o kayıt cihazından kutlu'nun konuşmasını dinlediğimiz sahne'De gösyaşlarımız boşalmıştır.
üç silahşörlere (eva, adem, arif) gelince ;
ulan şimdi yaman'dan ne farkınız kaldı! sonucunda alacağınız şey ne olursa olsun, o amaca ulaşmak için ne kadar haklı olursanız olun, bu yapılan şeyin bir izahı yok bana göre. bu yapılan iğrençlik bildiğin vahşet. insan olan için tabi. mazluma el kalkmaz! ama bunu mazur gören ve tak tak arif gibi düşünenlerin girilerini okuyunca, dizi'nin ne kadar gerçekçi olduğunu daha bi anladım. böylesine iğrençliklerin yapıldığı ve mazur görüldüğü bir dünya'da böyle şeyleri okumak da şaşırtmıyor beni.
dizi'De bu yapılan iğrençliğe göz yummayan tek kişinin pınar olması da eva, adem ve tak tak arif adlı karakterlerin de aslında sandığımız kadar da iyi insanlar olmadığını gösterdi bizlere. bölüm sonunda eva'nın "biz onlar gibi olmayacağız" demesine de anlam veremedim doğrusu. ulan adamı vurdunuz ve dövdünüz. daha ne kadar "onlar" olmayacaksınız. oldunuz bile!
hatta bu konu ezel'De de vardı. bir yanda kenan birkan ve ramiz dayı gibi intikam konusunda haklı olan ama sınır tanımayıp haksız konumuna düşen iki adam, diğer yanda ezel gibi intikamında haklı olan ve durması gereken yeri bildiği için haklılığından hiçbirşey kaybetmeyen bir adam.
inanılmaz sert bir dizi. yani tam +18'lik. oyunculukların süper olması da bu trajediye tuz biber ekiyor. hele o kutlu'yu oynayan enis arıkan ve yaman'ı oynayan erdal yıldız'ın müthiş oyunculukları...
bu arada funda eryiğit'in (pınar) güzelliğini, sempatikliğini, oynadığı karakterin melek gibi olmasını da söylemeden geçmiyim! sen çok yaşa ya hemi!
zaten dizi'de en saf ve iyi 3 karakter var sadece ; pınar, kutlu ve onlar kadar olmasa da felicia. bu 3 karakter, en sonunda üçlü arkadaş gurubu olsun (sadece arkadaş tabi. yanlış anlama olmasın!) ben de bir rahat yüzü göreyim. yüreğim dayanmıyor lan!
üç kelime ile özetlenebilecek bir bölüme imza atmış olan sağlam dizi.
--spoiler--
"aq senin pınar" lan böyle bahtsızlık olur mu? 2 saat daha dişlerini sıksalar feli özgürdü.
ben bu dizinin esas burasını seviyorum zaten.
tıpkı gerçek hayat gibi , işler hiçbir zaman planlandığı gibi yürümüyor. paso aksilik çıkıyor paso sorun çıkıyor her halt ters gidiyor.
en başta adem güvenilir taksici olarak yaman ın yanına sızacaktı , olmadı patladı.
sonra alex ten yardım alacaklardı o da patladı.
bir ara yamanın gözünü korkutarak kurtaracaklardı kızı o da olmadı.
para karşılığı değiş tokuş...yürümedi.
yaman ın kardeşini kaçırarak takası denediler o da ters gitti.
yaman , patronunu devirmek için lağım ekrem i kullanacaktı o iş te ters gitti.
bu ezel olsaydı şayet en göte parmak planlar bile kusursuz biçimde yürürdü.
ezel: şimdi kenan beyin arabasına çarpıcaksın , kenan arabanın sigortasından faydalanmak için sigortayı arayacak , sigorta olayı kontrol etmek için adam yollayacak , olayı doğrulayıp zararı karşılayacak zararı karşılarken kenanın aklına sigorta poliçesini uzatmak gelecek poliçeyi uzatmak için bankaya gidecek ve imzayı atmak için elini kalemine götürecek o sırada kalemi akacak gömleği batacak gömleği kuru temizlemeye vericekler bizde dönüş saatlerini öğrenicez böylece gömleği almaya geldiklerinde onları bekliyor olacağız. nıhaahaha kusursuz plan.
karakterler kusursuz iyi değil. arif son derece karanlık bir tip misal. "cehennemden birini kurtarmak istiyorsan cehenneme inmen gerek" başlı başına bir arif özetidir. ayrıca bu karakter ööyle şiirler miirler okumaz her dakka.geçen belgeselde gördüğü komodo ejderini anlatır. bizden biridir.
o pınarı götürüp satarlarsada haketmiştir kendisi.
--spoiler--
aynı sözler ingilizce, herhangi bir rock şarkıda yazılsaydı "sadece müziğiyle değil [ki müziğinin de fena olmadığı kabul edilecekti] sözleriyle de aşmış parça" denilip, kuvvetle muhtemel bir kuple ingilizcesi yazılıp yıldızlı bakınız içerisinde, aşmış manasına gelen, üzerine yorum yaparsam sözlerin güzelliği bozulur anlamına gelen "başka da bir şey demiyorum" gibi bir şeyler yazılacaktı.*
lan adam yakışıklı, "akp'li değilim ama... benim de kürt arkadaşlarım var... fenerbahçe'yi günahım kadar sevmem ama..." gibi bir eziklik olacak -ki hakkımda ne düşündüğünüz, ve hatta kompile siz inanın umrumda değilsiniz- ama "poptan hazzetmesem de..." müziği türk pop müziği ortalamasının katbekat üstüne, klibi de fena değil... e daha ne olacağıdı? sivilceli ergenler gibi içinde pop geçen her şeye tepki göstermenin ne anlamı var ki neyi tatmin ediyoruz anlamadı ben.
