Çocukluğumda arkadaş çevresi arasında ayrıcalık kazandıran durumdu. Uçurtmayı yapmak, sorunsuz uçurtmak ayrı bir zevkti. Kırtasiyelerde satılan standart büyüklükteki uçurtmaların aksine devasa büyüklükte uçurtmalar yapardım. Tek sınırım çıtanın uzunluğu olurdu. Arkadaşlarıma aileleri uçurtma alırlardı. Ben kendi yaptığımı uçururdum. Babam bana, oğlum sana uçurtma alayım mı dediğinde uçurtmayı değil çıta ve ip isterdim. Öylesine hoşuma giderdi ki, her uçurduğum kendi yapımım uçurtmayla sanki sanatıyla övünen sanatçı gibi övünürdüm. Geçmişten gelen bu bilgi, şu zaman da bile bir çocuğu mutlu etmek için çok işime yarıyor.
10 cm'den tutunda 1.5 metrelik boyutuna kadar yapmışlığım vardır. 90 ları gördük biz, mahallede büyüdük. bu o zamanlarda futbol, taso, tekme tokat oyunundan sonra tek eğlencemizdi.
ince işçiliktir. öyle ha deyince uçmaz, terazisini ayarlamak çok önemlidir aksi halde takla atan güvercinler gibi hareketler yapabilir, uygun ip bulunmalıdır vs vs. zamanında kendimiz yapardık uçurtmaları, satın alma lüksümüz yoktu, hey gidi günler.
olay şöyle gerçekleşiyor, vakit yok kağıttan uçurtma yapıyorum mahallede 3. 4. kata kadar yükseltmişim hızlıca koşuyorum o zamanlar köy gibiydi istanbul herkes halısını sokakta yıkardı ben 1 uca koşuyorum o ara 3. katın birinden halı atıyorlar yere, bende geri geri koşarken tabi az önce geçtiğimde hiç bir şey olmadığı için rahatım, geri geri koşarken pat takılıp bilekten amorti veriyorum.