tam kalkış anında nolur yeterli yükseltiye ulaş ve düz konuma gel derim içimden.
sanki öyle olup düşünce ölmeyecekmişim gibi.
ve inanın, ölümümün uçak yolculuğunda olacağını düşünürüm hep.
geçenlerde saydım, 180 kere felan uçağa binmişim. Sıfır hata, kaza.
baktığınız zaman çok seyrek bir olasılık zaten uçak kazaları.
ama olur mu olur dediğimden her seferinde korkuyorum.
Böyle yavaşça uçuş pistine gitmesi, o anı beklemek ve tam o an da motorların tam güç çalışması ve o ivmeyle arkaya yapışmış halde bulmak kendini. Tam anlamıyla mükemmel. Bana "güç" ü anımsatır hep, o adrenalin. Ne zaman binsem uçağa o kalkış anında güçlü ve bir şeyi başardığında hissedilen o mükemmel hissi hissediyorum. Bilmiyorum böyle hisseden bir tek ben miyim
Hızlı tren varken ne gerek var diye düşünüyorum hep.
2 defa binmişliğim ve bir daha binmeme kararı aldığım kasvetli ulaşım aracı.
Ha kalkarken ana avrat sesli bir şekilde küfür ettiğimi hatırlıyorum.
Vücuda rahatlık yayılıyor. Gevşeme başlıyor. Uçakla uçunca heyecanlanacağımı zannederdim fakat aksine dahada sakinleştim yükseldikçe. ilk kez uçağa bindiğimde yanımda oturan arkadaş sık sık uçak seyahati yaptığını ama çok korktuğunu söylemişti. Uçak kalkarken ve inişe geçtiğinde resmen kendinden geçiyordu. Dua ediyor, titriyor, gözlerini sımsıkı kapamış, koltuğa yapışıyordu. Bu korku kişiden kişiye değişir.
her seferinde bir tarafa yatıp yere çakılacak gibi hissediyorum. tam bir kabus benim için. uçuş süresince gözlerimi kapatıp uyumaya çalışıyorum. en iyisi koridor koltukları almak.
Hani belediyenin bizi dusunesi tuttugunda sehir icinde araclar suratlerini kessin diye asfalta yaptigi, halk arasinda 'atlatma' dedigimiz kucuk tumseklerden hizli gectigimiz zaman hissettgimiz o tuhaf sey var ya.. ic organlarinin yukari dogru yukseldigini hissettigin o kisa sureli seyin 10 dakka boyunca devam etmesi..
hiçbir şey. uçak kazasının en az meydana gelen kazalardan olduğunu ve olduğunda da kurtulma şansının 0'a yakın olduğunu hatırlayıp hiçbir şey hissetmem genelde.