yalan söylendiğinde ne pahasına olursa olsun karşı tarafa yalan söylediğinizin söylenmemesi. "seni seviyorum" bile denilse de. haa gerçek bir ilişkiniz olmaz fakat uzun süreli dümdüz bir ilişkiye sahip olursunuz. bir çoğumuzun anne ve babasının olduğu gibi.
yalan ve olayları saptırmak. olayları saptırmak kastım da kendini olduğundan farklı başka biri gibi göstermek. sadece ilişkinin devamı için kendini sevgilini yorup birbirinizin peşinden koşmamanız. zaten ortada bitmeyecek bir ilişki aşk varsa belli bir süre sonra bu saçma oyunlara gerek kalmayacak. sevgililer olduğunca açık olmalılar hayatlarında kimseye olmadıkları kadar. içlerinde bu beni bırakınca her şeyimi anlatır korkusu olmadan sonsuz bir güvenle. işte o zaman o ilişki kesinlikle bitmez. zaten şu üç boyutlu evrende iki yüzlü olmak bile bir sanatken en azındn bir kişiye bütün manyaklıklarınla kendini gösterme hakkındana mahrum etmemek lazım şahsını.
uzun ömürlü ilişkinin altın kuralı taraflardan birinin diğerine göre daha pasif ve kabullenen olmasıdır yani her yönleriyle denk olan 2 insan uzun süre ilişkilerini sürdüremezler, bizzat yaşadım ordan biliyorum.
bir de şunu eklemeden geçemeyeceğim;
allahını seven heyecan demesin, nedir abi bu türk kızlarındaki heyecan merakı, aşkummm artık eskisi kadar heyecanlı deiliizz üzülüorum amaa, lan bi s*ktir git manyak karı alttan çıt çıtlı badi giymişsin heyecandan bahsediyosun, büyük ihtmalle hayatında yaşadığı en büyük heyecan 2 bira 1 tek votkadan sonra altına işeyip sızman olmuştur.
evet heyecan isteyen türk kızları için daha sayfalarca yazı yazabilirim ama malum sözlüğün çoğunu hatun kişiler oluşturuyo.
nihayetinde insan ve dolayısıyla da insana ait ne kadar dengesizlik, tutarsızlık, çelişki, ihtiras varsa bir ilişkiye bulaşıyor. istediğiniz kadar "be yourself" nasihatleri verin millete, terane arkadaşım. çağımızın en büyük sıkıntısı "güvenmek" anlamındaysa ve insan güvenemediği birisiyle de bir şeyleri paylaşamıyorsa ilişkilere ömür biçmek, elde mezuro ile ne kadar uzun diye ölçmek yersiz.
hatta mümkünse ilişkilerinize hiç başlamayın. bakın, o zaman bir ihtimal uzun sürebilir. başladıktan sonra çorap söküğü gibi gelip de ayrılığın eşiğine atıveriyor sizi hemen her konu. kadınlar fazla sahiplenici, erkekler fazla ilgisiz oluyor hemen her ilişkide. "dünya üzerinde başka hiç bir ortaklık yoktur ki sürdürebilenine hiç bir ödül verilmemesine rağmen sürdürmek adına hayatlar feda edilsin, hayatlardan feda edilsin." diyordu bir kitabın önsözünde bir yazar. bu da nihayetinde durumumuzu özetliyor.
sürekli beraber olmamak. bu olmadığı takdirde diğer kuralların hiçbir geçerliliği kalmıyor. biraz özlem olmalı, biraz kız ya da erkeğin kendine ait bir yaşam alanı olmalı. olmalı ki eksikliğini hissetsin, buna ihtiyaç duysun.
ilişkinin uzun sürmesi tamamen çiftin karakter yapılarına kalmıştır bu yüzden bunun formülü, sırrı veya altın kuralı yoktur diye düşünüyorum. çüknü karakterine ters olan bir davranışını zaten insanın uygulaması güçtür. tez canlı ve sıkılgan biri sabır formülünü gösteremez. inatçı birisi anlayış formulünü uygulayamaz. meraklı birisi karşı tarafı serbest bırakıp relax davranamaz... gibi bir çok örnek vardır, aslında ilişkilerin kısa sürmesinin büyük sebeplerinden biri de budur insanların karakterlerine aykırı olan davranışları onlara zorunlu tutulması ve kendi ürettiğimiz bu formülleri karşılıklı dayatma içerisinde olmamızdır. eğer aradaki sevgi gerçek ise ve çiftin karakterleri birbirine uygun ise o ilişki zaten olabildiğince uzun olacaktır.
uzun ilişki sürdürmek adına verilen nasihatlerde denebilir tabi. fakat ne kadar nasihat versen de bazı insanlar uzun süreli yaşayamazlar. bir yerden sonra sıkıntı baş gösterir, off puf çekmeye başlarsın, hele ki benim gibi özgürlüğüne düşkün birini kısıtlamaya çalışırsa karşıdaki bitmiş bir ilişki de denebilir artık. gelelim nasihatimize;
sevmek ve aynı zamanda anlayıştan geçer. bu ikisi uzun ilişkiler için bir bütündür. biri koparsa diğeri de anlamını yitirir. ilişki biter...
misal ne kadar seversen sev karşındakinin istediklerini takmıyorsan, bir şey dediğinde içinde siktir lan dersin dışında da bak canım yapma diyorum sana anla ne olur tarzı kelimeler döner. misal sevgiliniz bir arkadaşının evinde kalacak. ders çalışacaklar, sınavda bir hayli zor. dersin birinide kaçırmış. gidip çalışması gerek biriyle. çalışacağı kişi de karşı cinsten. size de haber vermesine rağmen eğer hayır diye diretiyorsan, geçmiş ola 1-0 mağlupsun.
boğmamak gerek, sevmek gerek, güvenmek gerek, anlayışlı olmak gerek. tabi senden gitmesini istemiyorsan...
sabırlı olmak, biri saçmalıyorken, sinirliyken diğerinin sakin kalabilmesi, ağır laflar etmemesi altın kuraldır. eğer ikinizde sinirlenirseniz, saçmalarsanız o ilişki biter. zaten saçmalayan siniri geçtikten sonra özür dileyecek ve olay tatlıya bağlanacaktır.
