malasef her firmanın playistin de mustafa sandal- gülben ergen ; şakır şakır en başta. hiç mi değiştirmiyorlar anlamaıdım ki her yolculukta o parça denk geliyor.
Niye bilmiyorum ama aklıma ilk gelen ibrahim Erkal şarkıları. araştırmalarıma göre uzun yol Şoförleri de hep onu dinliyorMuş önceden. radyo Seymen çıkınca bırakmışlar.
bu yolda kazandıklarını ve kaybettiklerini muhasebe edersin.
kategori edersek:
arkadaşlık üzerine yolculuk
paylaşımlar çoğaldıkça ve ortak özellikleriniz arttıkça sıkı bir arkadaşlık ile devam eden yolculuklardır. ilerledikçe dostluğa doğru gidebilir. arkadaş bir genelleme olarak kullanılır, dost ise, onunla görüşmesiğin zamanlarda bile hayatında vardır seni. o küsmez, darılmaz ve kıskanma seni. herseyi paylaşabileceğin bir elin beş parmağını geçmez çoğu zaman.
arkadaş ise kıskanır, ayrılır, unutur ve bir sıkıntıya düştüğünde veya onunla ters bir duruma düştüğünde seni sıkıntıya düşünebilir bir silah vermişsinizdir mutlaka ona.
birde dolandırıcı olanlar var. en korkunç olanı. aylarca güveninizi kazanır ve bu uzun yolun sonunda sizi çıkmaz sokağa sokabilir. maddi ve manevi kitleyebilir hayatınızı.
aşk üzerine yolculuk bu hepimizin bir dönem geçirdiği, bazen mutlu ve umutlu olup huzur bulduğumuz bazen kısa süren bazen ise hiç içinden çıkılmaz hale gelen bazen bizim içimizde hapsolan bazen uzun bir yolda bir falezden aşağı atılan tek taraflı bir duygunun içimizde patlamasının şiddetini hissederiz içimizde.
en uzun yoldur aşk ın yolculuğu.
siz ne yaparsanız yapın bazen elmanın yarısı olmuyor aşk. bir taraf aşk derken diğer taraf soru isabetiyle dolu kafasında yaşayamaz o anı. o an ona çok uzak gelir pek çok zaman ve hissettiğiniz yaptığınız ve olsun istediğiniz hiç bir şeyin önemi yoktur onun için. o gitmeye hazır bir yolcudur kendi uzun yolculuğunda gitmekte.
giden gidiyor ve evet bir vapurun denizde bıraktığı iz, bir uçağın bulutlar üzerinde bıraktığı bir iz gibi geçip gitmiyor.
uzun yol yolcusu, bir hayatın kendinde saklı kalmadığını bilen, paylaşımı ve kendi öz dünyasında pek çok duygu seline kapılan, yanlış anlaşılmanın kenarından dönemeyen pek çok yazar gibi bir yazandır. içindeki saklı kalanı anlatma yeri değil midir zaten kendini rahatlatma yeri buralar? farklı olan olumlu-olumsuz hikayelerini görerek insanların ki bazıları ne kadar kurgu olsa da yine de bir anlam çıkarmak istediğimiz bir mecra değil midir?
bazen bulduğunuz mutluluğu yine burada kaybetme imkanı olan yerdir.
çok uzun bir yol yaşıyor her insan kendi dünyasında hiç dönüp arkasına bakmadan.
hayat o kadar kısa geliyordu ki pek çoğumuz icin, yakaladığın en ufak mutlulukta devam etmek istiyor insan onun huzurunda yaşamayı hayatı.
bazen o bunu bilmeyerek veya sen onu anlamak istememek ile döngüsü kıvranır içinde.
işte o zaman uzun yollar pek uzun değil ve sen maraton koşmak isterken o seni yüz metre koşucusu bilmiş ise senin diyeceğin pek birşey kalmıyor noktasına geliyor ve susuyorsun uzun bir süre kendi karanlığında.