bu aralar çok pis istek duyduğum şey.
izmit i geçtikten sonra yavaş yavaş çöken o sessizliği, güneşi, yalnız köyleri özledim.
lakin güneş yok hava berbat, üşenmekteyim.
Çok hevesleniyorum ama yapamam beni fenasal derecede araba tutuor. Sabah güneşi, atıştırmalıklar, radyoya peş peşe mütiş şarkılar çalması... hooff neden yaşayamıyorum bunu.
Çok uzun yol kullanıcısı değilim. Haftada bir kez 1 saatlik yolda gidiş geliş yapıyorum. Tabi mesafe kısa da olsa bir çok şeyi deneyimleme fırsatınız oluyor. Mesela araba kullanırken ibrahim tatlıses dinlemenin o yolu nasıl keyifli kıldığı gibi. Nşada hiç tarzım değildir. Ama uzun yol böyle bir şey işte.
hele ki tatile çıkılıyorsa tadından yenmez bir duygudur uzun yola çıkmak. Saatinde yola çıkar, durmayı planladığın yerlerde durur ve yemeğini kahveni içersin. Gideceğin yere vardığında şehir merkezindeki sapaktan içeri girerken araba direksiyonunu yavaşça döndürmek ve en sevdiğiniz şarkı eşliğinde paket taşlardan gelen lastik seslerini duymak adama huzur verir. Artık memleketinizdesinizdir.