Hiç uzun yol sürüşü yapmadım ama aklıma ilk gelen radyo oldu.
radyo dinlemeyi severim. Yol aldıkça frekanslar arası geçişlerde oluşan cızırtı hoşuma gidiyor.
tüm o yorgunluğun ardından bisikleti bağlayıp çadırı kurduktan sonra ateşte sucuk ekmek üzerine içilen çay eşliğinde bir sonraki günün rotasını düşünmek.
Klasik bir müzik ile beraber uzunları yakıp bomboş yolda yavaş yavaş süzülmek. Bu arada yan koltukta birinin olmasına ihtiyaç yok bence çoğu zaman yan koltuğumda olan insanların müdahale etmesi beni yola çıkmaya bile pişman eder.
yalnızlıktır. tek başına gideceksin ve gündüz yolculuğu olacak. yanına yolluk erzağını alacaksın içecek vs. radyon iyi olacak, iyi çekecek. of off canım çekti lan gene. yasaklar kalktı ama daha çıkamadık istanbul dışına..