albert camusun kafkanın anlattığı yabancılaşmanın nirvana olduğu durumun yaşanacaktır efendim. kişi aynada kendini tanımayacak ve birkaç hafta süren alışma evresinde kedisini toplum içinde çıplak hissedecektir.
Şakaklarımıjilet mi kesti ne var?
Benim mi Allahım bu bebek yüzü?
Ya çenemin çırılçıplak olma hali?
Kurtadamdan bebek poposuna dönüştüm.
Neden böyle düşman görünürsünüz,
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?
zamanı 10 dakika geri alma isteğini doğurur. erkek kişisinin kendini çıplak hissetmesine sebebiyet verir.
ilk kesildiği zaman, sanki güneş altında beklemişsiniz de tüm surat yanmış ama sakal altı hala bembeyaz kalmış gibi görünür. resmen bebek götüne benzer suratınız ama iş işten geçmiştir. iki hafta dayan kardeşim, yapacak bir şey yok.
Ayy cinim boylede yakisiklisin ama sakaliyken daha yakisikliydin repligiyle karsilasmama neden olan durumdur.
Lan kesmiyim demedim mi ben sana niye zorluyon.
insanın ilk bakışta tanınmamasına, sevgilisinin ise traş sonrası öpücük krizine sokmasına sebep olacak eylemdir. hele birde traş olan kişi yurt kantinini işletiyorsa olaylar daha da bir komikleşir. sinek kaydı traş olursun, üstüne birde duş alır, pijamaları çekersin. çıkarsın teras kata, kantine bir girersin... karşında yurt/mesai arkadaşların ve yurt gece müdürü vardır.
zürafa : selamın hello, iyi geceler müdürüm..
gece müdürü : çık lan dışarı, sen kimsin ?!
zürafa : abi benim, tanımadın mı ?!
gece müdürü : saçlardan anımsatıyorsun ama yinede siktir çık dışarı.. sakalsız almıyoruz seni.
"adama dönmüşsün abi..." , "insana benzemişsin vallaaa..." , "mağara adamlığını bırakıp günümüze dönmüşsün, hayırlı evrimler.." gibi bir türlü sıkılınmayan esprilere maruz kalmaktır.