Kestirip attığı saçları değil ümitleridir, hayalleridir, aşk kırgınlığıdır. Cem adrian'ın şarkısında 'Ve siyah saçlarını kes yavaş yavaş' sözünü duymuştur.
bunalım dönemi için;
iç ses: boşver, gel yeni bir başlangıç yap, kestir şunları zaten çok yıprandılar bir de üstüne boyarsın oh mis bak ne güzel oluyosun o zaman.
kuaföre söylenen: ya uçtaki kırıkları aldırıcam sadece. (çoktan yarıya inmiştir o saçlar)
kuaför sonrası: ne yaptım ben ya. ne biçim kesti hiç acımadı adam. boyasam da güzel olmaz uff bi halta da benzemedi.
bu döngüyü iki yılda bir yaşamasına rağmen yine bunalım için saç kestirmenin iyi geleceğine inanan kızdır.
sevgilisinin 'bence sana kısa saç çok yakışır' sözüyle yıllardır uzattığı, kıyamadığı saçlarını hemencik kestirecek kadar aşık kızdır. saç kestirmek 30 tl, boşa giden saç maşası 150 tl, sevgilinin yeni haline çıldırması paha biçilemez.
coco filminde geçiyordu.Audrey uzun saçlarını kısacık yapmıştı ve bir adam demişti ki ona usulca; "saçını değiştiren kadın hayatını da değiştirecek demektir."
benim kestirme sebebim tamamen kırıklar.
upuzun saçın uçları daha kolay kırılır, bunun bakımla alakası yoktur. ne kadar baksan da, ilgilensen de kırılır. hele ki saçı boyatıyorsan daha çok yıpranır. işte ben de bu sebeple yıllardır uzun olan saçımı baya bir kısa kestirdim fakat bu kısa saçım bana çok uğursuz geldi. saçlarımı kestirirken psikolojim normaldi ama kestirdikten sonra bozuldu tamamen.
Yemek masasının üzerinde, yastığında, yerlerde, yeleğinin sırtında, oturduğu sandalyede dökülen saçlarını görmekten, toplamaktan bıkmıştır. Banyoda saçlarını yarım saat tekrar tekrar taramaktan usanmıştır.