90'lı yıllarda ilkokulların kabusu olmuştur. ilk dönem arkadaş yardımıyla tek tek yokedilmeye çalışılmıştır. ancak savaşın çetin geçeceği farkedildiğinde kesin kurtuluş amacı ile saçlar benzinle yıkanmıştır. benzin kokusunun verdiği sarhoşluk maalesef ki zafer sarhoşluğunu gölgede bırakmıştır.
saçlara sinek ilacı sıkıp, tülbentle bağlayıp, az biraz bekleyip, sık dişli tarakla tarayıp, mümkünse saçlar beyaz bir bez üzerinde taranmalı, saçların kurtarılabileceği durum.
akıllara kolera ve sagopa kajmer'in monotonluk maratonu şarkısını getiren durumdur. bakalım ne demişler;
"20 senede uzayan saçı küçük bir bit makaslatır."
temizlik hastası bir annenin başına gelecek en büyük kabustur. kızının bitlendiğini görünce tansiyonu fırlar. gözü döner, sonra zavallı kızın saçlarını gazlı pamuk ile temizlemeye başlar. eziyettir, kendisine de kıza da. tabi o zamanla bit ilacı da çok nadir bulunmakta olduğu için bu yola başvurulur. kaynak suyla yıkanır saçlar sonra.. nihayet o ithal şampuan bulunur ve mutlu son.