''hayatın-ilişkimin sorunlarıyla ilgilenirken körelen bir tornavidaydım ben, işe yaramazdım...''
*****
5 sene süren ilişkimin her gecesi seviniyordum, her geçen gün bizi birbirimize daha fazla bağlıyor ilişkimizi sağlama alıyordu.
f628-hehe bir günü daha beraber geçirdik, bügün de bir kavga, sıkıntı yaşamadık. dahada derine indi ilişkimiz hihi.
başka bir gece...
f628-hehe artık daha çok birbirimize bağlandık, dahada derine indi ilişkimiz, ayrılmayız biz hihi.
*****
**
daha önce bir çok kez gittiğim için artık korkmadığım dişçi koltuğuna rahatına düşkün bir şekilde uzanmış karşımda bembeyaz önlüğü ile duran asistanın uyuşan dişimi çekmesini bekliyordum, asistan da beklentimin farkında gibi gülümsüyor elindeki dişçi pensesi ile bana doğru eğiliyordu, iki dakika sonra her şey bitecek yine acısız, sızısız bir çekim olacaktı;
f628-aahhhh ne voldu.(ne oldu)
dişçi-hmm kökü fazla derine inmiş ondan çıkartamadım.
f628-bi ivne daha mı yaqsan(bir iğne daha mı yapsan)
dişçi-yok yok az bir şey kaldı çıkar hemen.
f628-ahhh...
çok acımasına karşın dişim çıkmıştı fakat yinede bir aksilik vardı, hissetmiştim.
dişci-hmmm dur kalkma gelicem ben.
4-5 dakika sonra elinde tornavidaya benzer sivri uçlu bir şeyle koridorun ucunda görmüştüm dişçiyi. ne yapacağını bilmiyormuş gibi ürkek adımlarla yaklaştı yanıma ' ucu ' dedi 'sıcak biraz ama korkma yakacak kadar değil' aklıma saçımı kestikten sonra duş ahizesinin altında beklerken berberin telkinleri geldi 'abi ısındı su ama yakacak kadar değil' lakin hep yanardı kafam, dibine kadar hissederdim sıcaklığı, korktum;
f628-o ne biçin ki?(o ne için ki)
dişçi-dişin kökü kırılıp içinde kaldı onu çıkartmam lazım, korkma canın acımayacak.
f628-ahhh....
**
*
ilişkilerin; kendisi birer diş ise, süreleri onların kökleriydi bizim için. sona yaklaştığımızda sevdiceğimiz; "fazla acımayacak" telkinleriyle dişimizi çekiyor, canımızı yanıyordu. bazen acı dişin gitmesiyle bitiyor, bazense içeride kırılan bir kökün kalması nedeniyle bir ömür sürüyordu.
f628-ahhh...
sevdiceğim-tamam çektim bağırma ne bağırıyorsun, bitti işte ben gidiyorum.
f628-nereye gidiyorsun işin bitmedi ki kökü kaldı içerde.
sevdiceğim-çıkar o zamanla, gidiyorum ben.
*
'napıcaksın oğlum elindeki körelmiş tornavida ile' dedi annem ben tornavidayı ısıtmak için ocağı yakarken, 'kalbimde kök kaldı da onu çıkartacağım anne' diye cevap verdim, 'oğlum paslı, körelmiş o iş görmez' dedi 'hem de çıkartamazsın sen o kökü, ameliyat sırasında içinde makas unutulan insan gibi senelerini geçireceksin onla, seni tanırım ben, uğraşma...'
körelmiş tornavidamı yere bıraktım, haklıydı annem, beni tanırdı...
yorar.
çünkü siktiğimin bilgisayarındaki bütün fotoğraf klasörlerini temizlemeniz gerekir.
saatler hatta günler sürebilir bazen.
bitmesi değil de,
ayrıntılar yoruyor hocam.
taşınırken en boktan şeyin, koca koca eşyalar değil de, küçük zımbırtılar olması gibi.
ilişkiye başlanır, sevilir, hoşlanılır, kavgalar başlar, soğulur, ayrılır.
uzun bir süreç bu..
2 yıl, 3 yıl, 4 yıl, 5 yıl...
x ile y buluşur, ayrılmak için... suratlar asıktır, neyse efendim burası önemli değil... ve her şey biter.
eve girersin ya..
kapıyı kapatırsın ya..
sırtını kapıya dayayıp, kafanı kapıya vurarak ağlamaya başlarsın ya... 2-3 ay değil ha, uzun bir süre... Gidersin, elini yüzünü yıkarsın oğlum kendine gel dersin.. Sonra amına koduğumun dünyası her yerde onu karşına çıkarır, çay koyarsın bir bardak, aklına onun o bardaktaki çayı üstüne döktüğü an gelir, dişlerini fırçalamak istersin, diş fırçan senin gibi değil ya.. ayrılamamıştır o sevgilinin diş fırçasından. o diş fırçası dalga geçer seninle. Sen artık karşıma çıkma yeter dedikçe; her şey onu karşına çıkarır. unutamam sanırsın. ama unutacaksın. biraz acı vericek ama, zaman ilaç olacak sana..
ilişki kötü dahi gidiyor olsa, ayrılık sanki en güzel anında yakalamış gibi hissettirir insana. Özlersin, alışkanlıkları, yaşananları belki de yaşanamayanları. Uzunluğu kişiye göre değişse de ilk an hayatına nasıl devam edeceğini bilemezsin. Elin ayağına dolaşır. iki kişilik hayallerine tek başına sığamazsın.
Kime neye göre uzun bilmem ama.
Önce özlersin. Aynı zamanda seversin de.
Sonra daha çok özlersin. Sevgin azalır..
Sonra o kadar özlersinki sevmeye sıra gelmez.
Bir gün ne seversin ne özlersin.
Ama hiç unutmazsın. Hatta bi dönem özlemek bile istersin öyle yapışmıştır sana. Ona kızarsın unuttuğun için. Ama illaki özlem de biter, sevgi de.
Ne yalan söyleyeyim odanızı biriyle paylaşıyorsanız gece mesajlaşırken ışık olmasın diye yorganı/pikeyi kafaya çekersinizde sonra nefessiz kalınca o örtüyü açarsınız ya, böyle bir serinlik, ferahlık hissedersiniz. Tıpkı öyle hissettirir insana.
karnına yumruk yemiş gibi hissetmendir.
en çok ona ihtiyacın oldugu anda, en çok düştüğünü yerde süründüğünü düşündüğün anda, bir de en çok güvendiğin insanın sana tekme atmasını hissetmektir. karnına yüzüne tekmelerle saldırmasıdır.
hele durduk yere, sebepsiz yere yapılıyorsa bu eylem.
sonucunda üzüntü gözyaşı getirir.
sonucunda çok alıştıgın bir kokuyu kaybettiğini düşünmeye başlarsın. birilerine sarılmak istersin de, o kokuyu hep onlarda ararsın. uzun bir süre bulamazsın.
sevgili sözlük çok dertliyim.
yakın zamanda yaşadıysanız, akademik hayatınızın en kritik döneminde oluyorsa, hayatınızda bir tek ona tutunduysanız(bunun daha sonrasında çok gereksiz bir olay oldugunu düşüneceksiniz), onun ve ilişkiniz için çok çaba sarf edip emeğinizin karşılığını hiç bir zaman bulamadıysanız ve tüm bunları o sebepsiz yere giderken bunca zamanı çöpe atarken anladıysanız, üzülün.
yok şaka yapmıyorum. üzülün. ağlayın bağırın çağırın. arkadaşlarınıza sığının. kendinizi yerden yere vurun.
sonra sakinleşin.
tekrar deneyin.
tekrar karnınıza yumruk yiyeceğinizden emin olun.
uzun süreli ilişkinin bitmesi en çok sizin canınızı yakacak. o sizi aramayacak. mesaj atmayacak. merak etmeyecek. nasıl oldugunuzu sormayacak. ümitlenmeyin. tek ümidiniz zamanın çabuk geçmesi olsun. zaman her şeyi köreltir.
diş çektirmek gibi aslında... varlığına alışıp varlığını benliğiniz için garanti olarak görüyorsunuz başlarda. daha sonra çürüyor çeşitli sebeplerden. daha sonra morfin vuruyorlar ağzınıza. sadece o morfin vurulan anda bir acı duyuyorsunuz. o anda fazla acı hissetseniz de çürük dişe katlanmak daha zor geliyor.
kararı çoktan verdiniz ve o koltuğa oturdunuz. sonra kerpeten ağzınıza giriyor ve diş sökülüyor. hiç acı hissetmiyorsunuz sonrasında bir boşluk hissi... başka bir diş orayı doldurana kadar...
sonra her şey normale dönüyor. ama bazen diliniz istemeden de olsa o boşluğa kaçıyor.