7 yıllık evliliğim bittiğinde bir daha nefes alamam sanmıştım...bu düşünceyle 8 ay yaşadım (resmen yaşayan bir ölü gibi) sonra bir gün kendime geldim ve nefes almak için ona ihtiyacım olmadığını farkettim...o günden sonra hayatıma 5 farklı insan geldi gitti, hiç aynı şekilde hissedemedim... sanırım o giderken düşündüğümden daha fazla şey almış götürmüş benden.
uzmanlara göre ilişkilerde kritik eşik 7 yılmış. yani biriyle 7 yıl sevgili olursanız ayrılık çok zor belki de imkansız olabilir.
maalesef kritik eşiği geçen bir ilişkiyi tecrübe ettim ve kısaca deneyimlerimi paylaşayım.
1. evre:(ilk hafta) ilişkinin biteceğine inanmıyorsunuz. bu nedenle bir rahatlık söz konusu. üzülüyorsunuz tabi ama gülücükler eksilmiyor. hatta peşinizden koşulacağını falan düşünüyorsunuz.
2. evre:(1. ayın sonunda.) ilişkinin bittiğini anlıyorsunuz ve müthiş bir üzüntü duyuyorsunuz. bu üzüntüyle tekrar şansınızı denemek için saçmalıklar yapabiliyorsunuz. sonuç olumsuz olursa çöküntü kaçınılmaz.
3. evre: (3. aydan sonra) yerine birilerini koymaya çalışıyorsunuz fakat öyle çirkin duruyor ki; ne açıdan deneseniz uymuyor. eski sevgiliye dair her anı karşınızdakinden biraz daha nefret etmenizi sağlıyor. hatta saçma fikirler geliyor aklınıza: birini hottori hanzo kılıcıyla ikiye bölmek geçmiştir aklımdan. tabi öyle bir şey olmadı.* gezmek eğlenmek bir nebze acıyı hafifletse de hüsrana uğramak kaçınılmaz. yurt içi ve yurt dışı gezileri büyük bir hevesle başlayıp "bitse de gitsek!" modunda son buluyor.
4. evre (6. aydan sonra) kontrolsüz bir sevme ve sevilme ihtiyacı başlıyor. o kadar derinden yakalıyor ki insanı, sadece sarılıp yüzünüze gülen birine aşık olduğunuzu sanabilirsiniz. mesela birlikte uyuduğunuz biri sabah yüzünüze bakmadan kaçıp gittiğinde bir şeyler kopuyor içinizden. tabi bunun sonucunda daha derin bir çukura düşüyorsunuz. birden kafada dank ediyor: hiç kimsenin hiçbir şeyi olmamak. bu hepsinden acı ve üzücü.
5. evre(7. ay) alkol ve sigara yeni dostunuz olmuştur. eskisinden çok konuşur eskisinden çok saçmalarsınız. maddi kaygılar cebinizdeki paranın azalmasına bakmaksızın azalır. gönüllü bir boş vermişlik (bkz: oblomovluk) başlar.
Boşluğa düşme hissi insanı zaten bitirir. Derdin olunca anlatacağın kimse yok,mutlu olunca anlatacağın kimse yok,aranızdaki bir espri ya da onun hoşuna giden bir şey gördüğün zaman daha da üzülürsün. Resimlere bakarak ağlama eşyalarını bir kutuya saklama falan gibi evreler olur sonra. Ağlama krizleri ve ardından ağlayamama. Böyle sürer gider. Ne kadar süreceği belli olmaz.
Sokağ çıkmazsın çünkü onunla neredeyse her yere gitmişsindir onu görürsün anıların canlanır. Başka hiçbir karşı cins ilgini çekmez. Alkole vurursun kendini belki ama o da fayda etmez. Çok kötü bir durum sözlük çook.
Sanki annen ölmüş gibi hissedebilirsin ya da baban. Zamanla geçer diyorlar tabii ama benimki hala geçmedi. Annenin babanın yeri her zaman ayrıdır diyeceksiniz ama işte problemli ise annen ya da baban ve o sevdiğin insan onlardan daha yakın olduysa sana bu his oluyor malesef. Yaklaşık 1.5 ay oldu ikimiz de kopamadık birkaç kere daha görüştük sonra o şehir dışına gitti. Hala umudum var bekliyorum dediğim durumdur. O ilişki bittikten sonra çevreniz ne kadar geniş olursa olsun hayatınızın yüzde seksenini o kişinin kapladığını farkedeceksiniz.
yarım kalmışlık hissiyatı, alakalı alakasız her şeyin onu aklına getirmesi
acı
acı
devamında gelen sigara, alkol bağımlılığı
odaklanamama, fizik çalışırken gelen ağlama isteği.
Öncelikle boşluk. Fazlasıyla acı. Tabii bunların devam edip etmeyeceği "onunla" barışıp barışmamanla ilgili. Devam etmeseniz bile biraz zaman geçtikten sonra vakit geçirilmeli, konuşulmalı. Çünkü yarayı ancak açan iyileştirebilir, diğerleri sadece yara bandı olur.