tekrarlayan dönemlerden oluşur periyot sıklıkları değişebilir ama önceleri kimse güzel gelmez gözüne sonra herkes güzel gelmeye başlar. Eğer gerçekten sevmişseniz bu periyotlar devam edip durur.
başlarda belki arar umuduyla telefonla bitişik yaşanır, araması halinde nasıl daha soğuk konuşurum provaları yapılır. ilerleyen zamanlarda bu durumun yerini "ben mi arasam" düşüncesi alır. bir ay kadar bu durum böyle sürdükten sonra geçirilen iyi günler hatırlanır, yaşama isteğinde azalma gözlemlenir. iyice dibi gördükten sonra toparlanma sürecine girilir.
tamamen kişiye bağlı süreçtir. eğer duygusal bir yönünüz yoksa 3-5 günde fakat biraz duygusal biriyseniz zor günlerin başlayacağı dönemdir. sıkıntılıdır.
ilişkinin bitiş şekli bu durumu etkiler. netice itibariyle ne olursa olsun zordur. yeni insanlar, yeni hayatlar.. kabul etmek zaman alır. yıpratma gücü bir hayli yüksek.
gereksiz obsesyonların baş gösterdiği süreçtir. sevgilinin sevdiği yemeği dahi görmek istemessin önce. sonra ortak arkdaşlarınızı görünce onu görmüş gibi olursun. gsm operatöründen gelen mesajlara bile yardıra yardıra koşarsın. ama mesajı okuyunca ağız dolusu sayarsın operatör firmaya. haklısındır bir bakıma. bu acının üzerine bilgi mesajı göndermek zülmun en alasıdır zannımca.
sonra ona ait olan ya da ona ait olmasa da bulunduğu, yer aldığı, belki de dokunduğu herşeye kutsiyet atfedersin. ona baktıkça ah be dersin. hatta onunla buluşmaya giderken üzerine giydiğin kazaklarla, montlarla konuşmaya başlarsın. sen de yanımdaydın değil mi dersin. ama cevap alamazsın.
zor süreçtir, ancak kazandırdığı tecrübe para ile dahi satın alınamayacağından önemli dönemeç noktalarıdır zannımca.
uzun ilişkiden daha uzun süren süreçtir.
Beraber o kadar çok anınız vardır ki, her olayda o hatrınıza gelir. Eksik hissedersiniz. O olsaydı .... Olurdu gibi cümleler kurarsınız. Bir daha asla aşık olamamaktan korkarsınız çünkü karşı cinsin hepsi itici gelir. Yalnızlıktan boğulacak duruma gelirsiniz.
Berbat bir süreçtir. Allah belasını versindir.
depresyona sokabilecek bi süreçtir.
hayatı pek siklemezsiniz..
o'nsuz yapamayacağınızı sanarsınız ama.. yaparsınız işte.
yarım yaşamaya alışırsınız.
dışarda günlük ilişkilerin sahteliğine küfrederken, alışırsınız işte.
zordur.
eğer ki; gamsız bir insan değilseniz ve artık o ilişkiden bir hayır gelmeyeceğinin farkındaysanız, mütemadi sıkıntı basar insanı. bu durumdaki bir insan, ilk 1 hafta, 10 gün kesinlikle yalnız bırakılmamalıdır. en alakasız ve saçma durumlarda bile karşısındaki kişi aklına gelir, istemsiz üzüntü hali durmaksızın devam eder.
bu kişi ne kadar yalnız bırakılmak istenmese de bir süre sonra hafiften asosyellikler başlayacaktır. işte tam burası, çok tehlikelidir. çünkü biraz biraz şizofreni hali belirmeye başlar. Sen evden çıkmazsın akşama kadar, acaba o kimlerle, neler yapıyordur ? senin telefonun çalmaz, acaba o kimlere numarasını vermiştir, ne sohbetler ediyordur ?
işte insan bunları düşündükçe kafayı yemeye başlar. televizyonda erotik bir sahne görür, o sahnede eski sevgilisi canlanır birden, başka birisiyle sevişmesini düşünür. artık bu kişi ne yazık ki şizofrene bağlamıştır. içinde sürekli bir sıkkınlık, arka arkaya ateşlenen sigaralar. gecelerden zaten hiç bahsetmiyorum, bitmez o geceler.
bu acı durumdan kurtulmanın 2 çözümü vardır. ilk çözüm; biten bir ilişki de gerçekten yapıcıysanız ve çok uğraşmışsanız, aklınıza bunları getirmeniz gerekir. demek ki o sizi herşeye rağmen istememiştir, ''düşüncelerinizdeki bavulu da toplamanız gerekir''. ikinci çözüm ise; sizinle ilgilenecek karşı cinsten birini bulmaktır. maksat ilişki ya da cinsellik değildir, önemli olan sadece ilgilenmesidir. size zaman ayırsın, arasın ve sorsun. çünkü uzun bir ilişkiden sonra alışık olduğunuz telefon çalmaları hiç olmaz, o mesajlar hiç gelmez. işte tam da burada size alaka göstericek, sizinle muhabbet edecek birileri gerekmektedir. sadece onu düşünmenizi engellemek ve zaman geçirmenizi sağlayabilmek adına.
tabi bahsedilen bu kişinin de bazı şartlar taşıması gerekir, her hangi bir kişi bu durumda yardımcı olamaz. öncelikle karşıdaki kişi sizin dertlerinizi anlayıp, size mantıklı şeyler sunmalıdır, acınızı paylaşmamalıdır. çünkü acınız paylaşıldıkça artar, ''azalır demek yalan söylemektir''. mümkün olduğu kadar size bunu düşündürmemeli, konuşmaya başladığında en az 50 kere laf lafı açmalıdır. güleryüzlü olmalıdır, zeki olmalıdır ki; size kendisini düşündürebilsin. çünkü kişi onu düşündüğü vakit, eskisini daha az düşünmeye başlayacaktır. genelde bu durumda karşıdaki kişiye aşık olma sendromu da yaşanabilir ama bu kişinin kendi elindedir. hepsinden önce beynini ve yüreğini sakinleştirmek isteyen insan, başka bir şeye odaklanmalıdır ki, bu konuda yeni bir insanı tanımak ve tanımaya çalışmak gerçekten yararlıdır. tek dikkat edilmesi gereken ise, bu yeni kişiyi tanımaya başlarken o kişiyle aşkı düşünmemek. çünkü asıl olay o ruh halinden çıkmak olmalı. ve zaten o ruh halinden çıktıktan sonra, o kişi de size kendisini yakın hissettiyse, bir ilişki olma ihtimali yüksektir. aksi taktirde ne kötü ruh halinizden kurtulabilirsiniz, ne de sizinle konuşacak böyle birini bulabilirsiniz.