Maalesef bizim dönemimizde asla mümkün olamayacak bir hikayedir.
Beyler kendimizi ümitlendirmeyelim. Hiçbir kadın vagondan bozma bir evde yaşamak istemez. Hiçbir kadın kapısına dayanıp, bana kaç dediğiniz de sizinle kaçmaz. Kenan imirzalıoğlu olsanız bile yapmaz.
Maalesef bu tür hikayeler sadece filmlerde olur. Kadınlar gücü sever.
aslında iyi bir film fakat eksilerini sıralayacak olursak :
- kenan imirzalıoğlu'nun kariyeri boyunca sırtından düşmeyen yeleği.
- hafif dizi bölümü tadı vermesi
- gereksiz ve boş uzunluklar
- kenan imirzalıoğlu'nun gayet iyi oynadığı halde biraz mimiklerinin üzerinde çalışmadan oynaması. sanki hep kenan aynı, filmler farklı gibi geliyor bana. yazı tura hariç tabii.
amma velakin o zamanın insan tablolarındaki detaylar çok hoştu. hani şu " yeni tanıştık ama iyi insan " olayı.
insanların insanlara güvenebildiği dönemler. iyisine ve kötüsüne güvenebilinen zamanlar. o zamanlar bilirdin ki iyi adam iyi adamdır, kötüyse kötülüğünü göstererek yapar!
ismi "uzun hikaye" dir. ancak kitap çok ince. hikaye de sürükleyince olunca bir oturuşta okudum. sanırım filmi yada dizisi de çekilmiş. boşverin filmini oturun kitabı okuyun. tavsiye edilir.
dayanılmaz baş ağrılarıyla dolu bir güne uyanmıştı genç adam. birkaç saniye sonra alarm çaldı. genelde bu böyle olurdu. çalar saatin alarmı kendisiydi belki de.. saatin butonuna basıp son derece rahatsız olduğu bu sese son verdi.
kanlanmış kahverengi gözlerini ovuşturdu ve göz çapaklarının ellerine yapışmış olmasından tiksindi. kendi de dahil olmak üzere çoğu insandan tiksinirdi. bir de bu deli saçması çalar saatlerden..
son derece ince, polyesterden yapıldığı ilk bakışta belli olan siyah gri küçük kareli gömleğini giyerek banyoya yöneldi. ev soğuktu. kış mevsimi değil de ödenmemiş doğal gaz faturalarıydı bu durumun nedeni. yoksa kaloriferlerin biraz yanması dahi bu ufak evi ısıtmaya yeterdi. koridordaki peteğe belki sıcaktır umuduyla dokunduğunda iliklerine dek soğuğu hissetti. elini yüzünü yıkamaktan vazgeçti. üşümek, ona hiç hatırlamak istemediği acı anları anımsatıyordu...
yutkunarak "geçmiş.." dedi, " geçmiş olsaydı. "...
4 yıl öncesi...
sokak lambalarının ışıkları altında belli olan kar taneleri havanın dünden daha da soğuk olacağını gösteriyordu. kar topu oynayan çocuklar buna aldırmıyorlardı. saat gecenin 10 u olmasına karşın okulların tatil olmasıyla bütün sokaklar çocuk dolmuştu. ellerinde poşetlerle karlar üstünde belki de hayatlarında çok kere hatırlamak isteyecekleri ve bir daha kavuşamayacaklarını bildikleri için üzülecekleri bu anların farkında olmadan kaymaya çalışıyorlardı.. kar tüm şiddetiyle devam ederken çocukların oyununu bozan bir gürültü koptu. bir adam ve bir kadın yanlarındaki apartmandan telaşla çıkmış, tartışıyorlardı..
kadın, omuzunun iki yanından aşağıya birer şelale misali dökülen saclarının tepe kısmını yün örgülü bir bere ile kapatmıştı. karlardan dahi beyaz olan dişleriyle sinirli görünmeye çalışıyordu. ama adama göre kadın sinirli hallerinde çok daha fazla tatlı oluyordu.
iki gün önce yaşanmış bir olay hakkındaydı tartışma. kadın, adamın telefonunda bir başka kadına ait ses kaydı dosyası bulmuştu. bu ses kaydındaki kadın sesi şöyle diyordu, "bütün bunları yüzüne söylemek isterdim. inan ki buna cesaretim yok. seni seviyorum. hep seveceğim. karınla mutluluklar dilerim, hayatından bir daha girmemecesine çıkıyorum."
aslında kadın aldatılacağını hiç düşünmemişti. belki de adam da hiç düşünmemişti. sırf bu yüzden ikisi de birbirlerini aldatmıştı ama adamın karısının onu aldattığından haberi yoktu. bunu bilen kişilerse sadece ben ve o sesli mesajı bırakan kadındı..
Çok samimi bir anlatımı vardı. ilk bölüm çok güzeldi ama ikinci bölüm sonradan yazılmılş gibiydi. Öykünün sesi değişiyordu adeta. Bir de hiç konuyla ilgisi olmayan yan hikayeleri bize niye anlattı anlamadım.
ingilizce için güzel bi kalıp ama bizde pek yemiyor.
onlarda:
+just never mind. it's a long story.
-sure. (sohbet buraya kadar.)
bizde:
+boşver, uzun hikaye.
-ya oğlum ne boşver anlat lan.
+ya bak şimdi geçende tamam mı karşılaştık biz bunla.
-ee
+işte selam verdim almadı falan derken ben de dedim ki...
-bilerek almamıştır orospu.
+işte dedim ki
görüldüğü üzere türkçe üzerinde bu iki kelimenin yanyana gelmesinden daha anlamsız pek bir şey yoktur.
her türlü anlattırırlar.
Sevgili sözlük,bu kitabı bir arkadaş okumam için uzattığında pencereden dışarı bakıyorduk ve pencere tren istasyonuna bakıyordu.istasyonun önünde kullanılmayan müzelik konulmuş bir vagon vardı.yıllar sonra filmin bir bölümü bir zamanlar yaşadığım o yerde çekilince bendeki yeri daha bir ayrı oldu.
an itibari ile atv ekranlarında olan film. izlemek simdiye nasipmis. yorumlari begendim, babam ve oglumda aglamadim. bu filmi hic bilmiyorum. izleyip gorelim. başrolde kenan imirzalioglu ve tugce kazaz var.
tam 5 kere izlediği film. 1 tavsıye üzerine, 2 arkadaş hatrına, 2 de ev halkıyla türkmax da. Çocuğun büyüyünce gitgide çirkinleştiği film ama sanki bitişi biraz saçma gibi. Hiçbir insan babasını hapishanede yanlız bırakarak sevgilisiyle kaçmaz gibime geliyor.