gelen bir misafire yemeği çeşitleriyle hazırlamak güdüsü gibidir.
karşınızda yazdıklarınızı okuyup değerlendirecek yazarlar vardır ve kendinizi anlatmanın türlü yollarını ararsınız. en etkili gözüken ama hatalı yapıldığında konudan soğutan "uzun entry yazmak" tehlikelidir de.
okuyunca okuduğunuza pişman eden uzun entrylerin bir de sövdürme etkisi vardır elbet; bunu da göze almak gerekir.
tüm bunları göze almakla da bitmez maalesef, her yiğidin harcı değildir öyle, biraz da birikim gerekir; bende olmayanından*.
bir şiirin sonunu getirememek gibi bir şeydir. yazar bir kez yazısına başladıktan sonra o yazının içerisine kapılıp gider ve asla bırakmaz istemez. bir tür tutkudur aslında.
hani tuvaletten çabuk çıkman gerekirken sular seller gibi işersin durduramazsın ya, işte tıpkı onun gibidir.
içinde birikmiş duygu, düşünce ne varsa parmaklarından akar sözlüğe. durmayı istemek aklına bile gelmez. yazdıkça açılır, açıldıkça yazar, deşarj olursun.
