uzun entry lerin okunmaması

    1.
  1. uludağsözlüğün en belirgin özelliğidir kanımca. (diyerek konuyu burada kapatıyorum. uzun yazıp da okunmama niyetinde değilim.)
    19 ...
  2. 151.
  3. çünkü bu tür mecralar fast food gibidir. kimse eğer içinde çok ilginç, çok çarpıcı bir şey yoksa o vakti harcamaz. dikkat edin en çok oylanan entryler anın görüntüsü başlığında atılan fotoğraflar. insanlar bakıyor ve geçiyor. çünkü okumak için ne sabrı var, ne vakti, ne de hevesi.
    7 ...
  4. 2.
  5. asıl okunması gereken entrylerdir denilmesi gereken durum.
    *
    9 ...
  6. 146.
  7. entry' e bakarım 'uzun' mu diye,

    yazar' a bakarım 'adam' mı diye,

    kendime bakarım 'amk bea çok uzunmuş' der miyim diye.
    5 ...
  8. 58.
  9. uludağ sözlük'te başlı başına bir sorun olup, sözlük bünyesinde bulunan yazarların kısa yola başvurması sonucu ortaya çıkan durumdur. sözlüklerde genel olarak vurgulanan noktadan hareketle, sözlük yazarlarının sahip olduğu özelliklerden yola çıkılarak, entry okumak kolay gibi gözükebilir. uzun entryler de bir çok nokta vardır aslında. gelinmek istenen noktada okuyucunun görselliği önünde bir set olarak görmesi bir eksiden öteye gitmiyor elbet. kelimelerin hemen hemen tamamımın ünlü harfle bitmesi ve kesif vurgularıyla kendine özgü bir melodiye sahiptir ve bu yüzden de dünyanın en güzel dillerinden kabul edilir italyanca. rönesans devrinde zamanının lingua franca'sı görevini görmüş olduğundan diğer dilleri oldukça etkilemiştir ve özellikle müzik alanında terminoloji italyanca'dır.italyanca dünyanın sayılı melodik dillerinden biridir.duygusal anlatımları çok zengin bir dildir. çoğunluğu italya ve isviçre’nin güneyindeki ticino kantonunda yaşayan 60 milyon kişi tarafından konuşulan bir dildir. italyan asıllı göçmenlerce amerika birleşik devletleri’nde, arjantin’de, brezilya’da, kanada’da ve avustralya’da da sıkça konuşulur. hint-avrupa dil ailesinin roman dilleri kolundadır. halk latincesi çeşitli şivelere ayrılmıştır. ortaçağ’ın sonunda floransa şehrinin kültür ve edebiyat üstünlüğü etkisiyle, toskana yazı dilinden bugünkü italyanca şekillenmiştir. dilin gelişiminde bocaccio, dante alighieri ve petrarca gibi isimlerin latince yerine toskana ağzını kullanmalarının büyük etkisi vardır. buna rağmen italyan dili, siyasi birliğin de uzun zaman tamamlanamamış olmasının da etkisiyle bölgeden bölgeye çok büyük farklılıklar taşır. her bölgenin kendine özgü şivesi vardır ve özellikle kuzey ve güney şiveleri arasında anlaşmakta zorluk çıkacak kadar büyük farklar bulunur. okundukça daha da artan bilinçlenmenin oluşturmuş olduğu düzeneğe değinecek olursak; sahraaltı ülkelerde eğitimin yaygınlaşmasıyla birlikte fransızca dili de yaygınlaşmış ve evrime uğramıştır. diğer ülkelerden afrika'ya gelenler için afrika fransızcası'nı anlamak biraz güç olabilir, buna karşılık yazı dilinde çok büyük farklılıklar yoktur. afrika dillerinden etkilenerek gelişen afrika fransızcası'nın birçok çeşidi olmasından dolayı tek bir afrika fransızcası'ndan söz edilemez.fransızca kökenli kreol dillerine ek olarak fransızca hint okyanusu'nda bulunan adalarda da konuşulur. madagaskar'da fransızca'nın yanında malayo-polinezyan bir dil olan malagazi konuşulur. mauritius ve seyşel adaları'nda ingilizce'nin resmî dil olmasından bu yana fransızca ve ingilizce arasında bir çekişme vardır. madagaskar'da da son yıllarda ingilizce resmî dil olmuştur. mısır’da çoğunlukla kullanılan yabancı dil ingilizce olmasına karşın üst ve orta sınıflarda fransızca daha yaygın olarak bilinir ve konuşulur. bu yüzden eğitim süreci içerisinde bir mısırlı ingilizce’ye ek olarak fransızca da öğrenir. mısır, fransızca konuşan ülkeler topluluğu -frankofon-içerisinde yer alır. uludağ sözlük'ün baskıcı totaliter addeden kişinin, günlerinin çoğunu kısa yazılar yazmakla geçirmesini kendisine bir artı olacağını varsayıp, tüm bunlar da yetmemiş gibi iran'da dünyaya geldi. küçük yaşlardan itibaren resimle ilgilenmeye başlayan kiyarüstemi, bu alandaki yeteneğiyle dikkat çekiyordu. 18 yaşına geldiğinde güzel sanatlar eğitimi almak için evini terketti. tahran üniversitesi'ne kaydoldu ve grafik alanında uzmanlaşmaya başladı. öğrenim masraflarını karşılamak için bir yandan da trafik polisi olarak çalışan yönetmen, mezuniyetinin ardından altmışlı yıllar boyunca illüstratörlük yaptı. 1962 ve 1966 yılları arasında iran televizyonu için 150 reklam çalışması gerçekleştirdi. altmışlı yılların sonuna doğru ise masoud kimiai'nin gheysar'ının da aralarında olduğu birçok filmin credit title'ıyla uğraştı ve çocuk kitapları için illüstrasyonlar yaptı. 1969 yılında parvin amir-gholi'yle dünya evine giren yönetmenin bu evlilikten 1971 yılında ahmad, 1978'de ise bahman isimlerinde 2 oğlu dünyaya geldi. bahman kiyarüstemi 15 yaşına geldiğinde ilk yönetmenlik denemesini gerçekleştirdi ve journey to the land of the traveller isimli belgesele imza attı. dariush mehrjui'nin the cow isimli yapımıyla start alan iran yeni dalga sinemasına büyük katkıları olan kiyarüstemi, tahran'da çocukların ve gençlerin entelektüel gelişimlerine katkıda bulunması için oluşturulan enstitünün kurucularından da biriydi. yönetmenin ilk filmi 1970 yılında çektiği yirmi dakikalık the bread and alley'di. onu 1972'de breaktime takip etti ve enstitünün film yapım bölümü zaman içinde ülkenin en iyi stüdyolarından biri oldu. 80'li yılların başında kiyarüstemi aralarında dental hygiene, orderly or disorderly ve the chorus'un da olduğu birçok kısa film çekti. 1983'te hamshahri adlı film için kamera arkasına geçen yönetmen, sesini iran sınırları dışında ilk kez where is the friends home isimli yapımla duyurdu. bu film ünlü koker üçlemesi'nin ilk bölümü olmasından dolayı da önem taşımaktaydı. 1992 yapımı ve yaşam sürüyor kiyarüstemi'ye profesyonel sinema yaşamının ilk ödülü olan roberto rossellini ödülünü kazandırdı. ardından gelen doksandört tarihli zeytin ağaçları altında'yla birlikteyse trilogy tamamlanmış oluyordu. uzun entrylerin kişiler üzerinde oluşturmuş olduğu baskıcı yapı kişiyi ilk başta yormasına rağmen, dikkatli bir okuyucuyu geçişleri iyi analiz eder ve fransız anayasası'na göre fransızca doksaniki'den beri fransa'nın resmî dilidir. aslında 1539'dan beri önceki birtakım yasal metinlerde de fransızca resmî dildir. resmî hükûmet yayınlarında, eğitim sisteminde, yasal sözleşmelerde, reklâmlarda yabancı sözcüklerin fransızca'ya çevrilmesi zorunludur. fransızca'ya ek olarak fransa'da pek çok yerel dil de konuşulur. fransa avrupa yerel diller sözleşmesi'ne imza atmış olmasına karşın, 1958 anayasasına karşı olduğu gerekçesiyle bunu onaylamamamıştır.

    hülasa, çözülmesi gereken bir yapıdır. bu kişinin okuma alışkanlığıyla doğru orantılıdır.
    5 ...
  10. 1.
  11. uzun yazmak boş yazmak anlamına gelmediğine göre, içi dolu yazılarda da kesinlikle karşılaşılan durum.

    demek ki sadece dolu dolu değil, dolu dolu ve (mümkün mertebe)öz bilgi en makbulü. anı gibi mevzulara gelirsek onda yapcak bişey yok amk. yazma nasılsa okunmuyor.

    not: insan yine de yazıyor be amk. sanki birine anlatıyormuşsun hissi veriyor, rahatlatıyor.
    5 ...
  12. 45.
  13. kısa ve öz entryleri okuyorum bahanesi ardına gizlenen acı gerçektir. gerçi kısa ama öz sözüne de illet oluyorum ya. sanki sözlükte kısa ve öz yazabilecek zeki insanlar var, onu geçtim kısa ve öz entryleri anlayacak kapasiteye sahip okur var da.

    uzun entry'den insanların gözü korkuyor bir üşengeçlik havası var veya uzun entrylere değer vermiyorlar "yine saçmalamıştır" diyip geçiyorlar alttaki bakınızları okumaya.

    yanlıştır fekat. en azından o kadar emek verilmiş, dakikalarca yazmak için uğraşılmış, düşünce bütünlüğü oluşturmak için kıçtan ter gelmiş. sonuç olarak uzun bir entry gerektiği değeri göstermek gerekir.
    4 ...
  14. 162.
  15. aslında okunur olanları olan durumdur. yeter ki girizgahı güzel yapın siz. ilgiyi çekin. sonrası saçmalasanız bile bakalım daha ne kadar saçmalayacak diye okurlar. ki ben şimdi olumsuz yönünden baktım. hoşuna giden entry varsa okumak isteyen okuyor bence.
    4 ...
  16. 29.
  17. boktan durum. yazar'ın şahaser yarattığı bazı entarilerine rastlanır. bazen budur denilir. yazarın profiline bakılır ne oylanmış ne dikkat çekmiş.

    haybeye gitmiş 10'larca satır.

    bu aslında tv gençliğinin bir alışkanlığıdır. bir tür beleşçiliktir. kitap-gazete okumaz bu insanlar. resimlere bakarlar, başlıklara bakıp bir gazeteye maksimum 5 dk. bakarlar. okuyacağı sayfalar magazin olur. sözlükte de anket, polemik ve yiğit özgür sprilerini okur.
    kendisi de bkz yazarlığı yapar. bi boka yaramazlar.
    6 ...
  18. 81.
  19. bir gün sözlükten ayrılma sebebim olacaktır.
    emek verdiğimiz onca yazı varken, "nihat doğan, ayı boğan" gibi saçma salak şeyler okunuyor daha çok. *
    6 ...
© 2025 uludağ sözlük