uzun cümle kurmaktan ziyade cümleleri birbirine bağlamak ve aynı şeyi iki kere tekrarlamadan seri şekilde cümleleri sıralamak zeka işidir.uzun bir entry yazıp aynı kelimeleri evirip çevirmek zeka pırıltılarına sahip bir yazar olduğunu göstermez...
kesik kesik, anlamsız, tutarsız, bütünlüğü olmayan kısa cümleler kurmak yerine, hiçbir anlam bozukluğu olmayan, söylenmek istenen şeyi detaylandırarak anlatan, başı ile sonu uyumlu, cümlenin öğelerinin doğru yerleştirildiği şekilde kurulan uzun cümle, kişinin sahip olduğu kelime hazinesi, hayata bakış açısı, genel kültür, kelime oyunları ve zeka ile mümkün olan, birçok kişinin beceremeyeceği, sadece azınlığın becerebildiği bir kelime oyunu sanatıdır.
bugün bakkaldan bir tane yumurta olmayan kırmızı top, iki şişe kapağı açılmamış cola, üç tane üstü sütlü altı karamelli çikolata, 4 tane çiftlik yumurtası yumurta, 5 tane taze, sıcak somun ekmek, 6 tane ülker çokokrem bisküvi, 7 kilo adanadan ihraç karpuz, 8 tane hohlayınca ağzı mentol kokturtan sakız alacaktım ki param yetmedi örneğiyle aslında cümlenin uzunluğunun değil içeriğinin zekayla alakalı olduğunu düşünerek karşı çıktığım fikir.
üniversitede edebiyat dersi hocasının bizlere "üniversiteye gelmiş bir öğrencinin en az 18 kelimeden oluşan, anlamlı cümleleri kolayca kurabilmesi lazım" sözünü hatırlatan başlık.
uzun cümle kurmak zeka ürünüdür demekle zekanın sadece bir basit yetenekle ölçülebilmesi hakaretinden başka herhangi bir eylemde bulunulmamış olunmasından dolayı önerme sahibini tehlikeli sularda seyrusefere çıkarmış olan iddia. (aha oldu)
zekayı gerektirir ama bence asıl bunu ortaya çıkaran duygu kişinin anlatmak istediğinde eksik birşey kalmasını istememesi ve bunu o bir cümleye sığdırmak istemesidir yoksa uğraşırlarsa salaklarda uzun cümle kurabilir önemli olan güzelini kurmak.
özdemir asaf ''yalnızlık paylaşılmaz; paylaşılınca yalnızlık olmaz'' demiştir. ne kadar kısa bir cümle dimi? ama bu cümleyi ben, sen, o değil ''özdemir asaf'' kurmuştur.
yani uzun cümle değil güzel cümle zeka ürünüdür.
bir paragraflık cümleler var oku oku bir bok anlatmıyor, sürekli bir kendini tekrar ediş yahut bol virgüllü, madde sıralaması yapan cümleler. hepsi o cümleyi okumaya ayırdığın zamana acımakla sonuçlanıyor...
bir yandan katılmak isteyip, öte yandan aklımın almadığı, neye hizmet ettiğini anlamadığım bir önerme olduğunu düşünmekten kendimi alamıyor ve derhal, sözlüğe ve çevresine vermiş olduğu zarardan ötürü özür dilenmek suretiyle geri alınmasını, silinmesini ve bir daha bahsi geçmemek üzere yok edilmesini, yüce türk halkının ve değerli sözlük yazarlarının, en derin anlayış ve hoşgörülerine sığınarak, haddim olmayarak rica ediyorum, saygılar.
özellikle melankolik şair çakmalarının içine düştüğü yanılgıdır efenim.
"uyuşuk pazar gecesinin son saatlerini memlekete giden bir treni puslu garda hafif de titreyerek bekler gibi geçirdim" gibi bir cümle nasıl bir zeka ürünüdür kardeşim. yani bi cümleye 8 yüklem 12 tümleç 5 özne koyunca çok mu zeki oluyorsun.
-abi uzun cümle kurmak zeka ürünüymüş
-nasıl yani ben tam şeedemidim yani nasıl uzun ne kadar uzun uzunluk değil içerikti bildiğim kadarıyla bi açsan daha iyi şeeederim belki ama laf ortada kaldı
-vay be zekayı bak.
uzun cümle kurmak zeka ürünüdür mü? katılmayacağım bu düşünceye. çünkü uzun cümle kuramayan bireylerin zeki olmadığı sonucu çıkar bu söylemden. halbuki zeki insanlar az kelime, kısa cümleler ile düşüncelerini anlatabilirler. zeka her bireyde vardır,insan yaşamının sürecinde bu gözlemlenebiliyor. az zeki, çok zeki. bu bir beyin işlevidir. sebepleri genetik olabilir.
zira cümleye göre değişir. saçma sapan, anlatım bozukluklarıyla dolu, gereksiz betimlemelerle laf kalabalığı yapılmış bir cümle de ziyadesiyle uzun olabilir ancak boştur. tam aksine çok güzel bir şekilde işlenmiş kelimelerle kurulan upuzun bir cümle gerçekten zeka ürünüdür.
bu demek değil ki "kısa cümleler zeka ürünü değildir" genellemesini yapabiliriz. üç beş kelimelik bir aforizma derinlik babında bir kitaba eşit olabilir kimi zaman.
velhasıl-ı kelam, zeka ürünü olan cümlenin uzunluğu kısalığı değil içeriğidir.