otobüste otururken bacaklarını sallayamayıp geçmişten bir anı yakalayamamaktır.
toplu taşım araçlarında baş eğik vaziyette seyahat etmektir.
karşınızdaki biriyle konuşurken dik bir şekilde duramamaktır.
evdeki her tür angarya işe koşturulmaktır. (bkz: perde)
nitekim bunlar aklıma gelen zorluklardır. kısa boylu olun uzun boylu olun hiç fark etmez, yeterki sağlam bir birey olduğunuzu bilin.
lise yıllarında minibüse binmek zorunda kalıp, istanbul trafiğinde normalde 15 dakikalık yolu 1 saatte giden, iki büklüm bir halde minibüste ayakta duran ve bu sebepten dolayı orası burası yıllar sonra da ağrıyan erkektir.
kızların hayali. işin kötüsü sürekli her ilişkinin sonunda bir sonraki sevgili adayının daha uzun olmasını isterler. omuz genişliği de boyla orantılı olacak tabii. hem uzun hem geniş istiyorlar hep.
sınavda ön sırada oturuyorsa ve hiç bi halt bilmiyorsanız bırakın o sınavı çıkın.
kimya vizesinde böyle 190lık bir arkadaş ön sırama oturdu, ve bu adamların omuzları da boylarıyla doğru orantılıdır, hiç bi halt göremedim.
çok uzunları da harbi uzun olmakta. ayrıca mesut süre bu konuda verilebilecek en yerinde örneklerden biridir.
her zaman 1-0 önde başlayan erkeklerdir. özellikle uzun boylu kadınlar için olması gereken boydur. 1.80 altı kurtarmaz, bir kere kolunun altına sığabilmek için koltukta aşağı doğru kayık oturmak hiç istenmeyecek durumdur.