öncelike azizim, hayati devrimimizin ahenk içindeki sorunlarının ihtimalleri dışında olasılıklarının yarattığı buhran tavrın içindeki mutluluğu arayışımızdaki umut kadar toz pembesi ve bir o kadar kolalınmış anne danteli kadar sert ve dominant tavırlarımızın, üzerinde yatay taşlar sektirilmiş denizler gibi dalgalandığını görmek de varsa şu yaşamda sevdiklerimizin göz kapakları kadar yumuşak ve sıcak bir yâr kucağı gibi bucaksız ve daracık bir timsah kalbi odacığı gibi yarı zarlı veya zarsız bir tavlanın düşeş gelme ihtimali kadar karamsar bir ceylanın gözlerindeki parlaklık gibiyse eğer sevdiğiniz kadının/adamın dibi; ulaşabileceğiniz en büyük ve en somut üstelik en yalın mutluluğun parmak uçlarınıza yaydığı sıcak ateşi hissettiğiniz anda oluşan mide kasılması gastrid ya da ülserin habercisi olmamakla birlikte art niyetsiz tekliflerin içi cino dolu kutuları kadar mutlu edici ve nostaljik yılların sepya anıları kadar da tozlu raflarından koparılmış bir bukle çiçeğin geçici kokusunun yaratacağı sevincin biteceğini bile bile koklayan burun bazen öyle adi ve yalancıdır ki, gösteremez ucundaki kılın kıvrımını.