Öncelikle Uzaylılara inanmıyorum. Ve varsa bile terliksi hayvan gibi falandırlar diye düşünüyorum. Neyse konuya dönelim.
Hakikaten senelerdir kafamı kurcalayan bir durum*. Niye biz bu adamları titanyum dan yapılmış ufolarının içinde telepatik kinetik ve bilimum enerji çeşitleriyle haberleşen, bizi kaçırıp üstümüzde deneyler yapan, kıçımıza başımıza çip yerleştiren, ddünyanın sonu zamanında gelip bizi kurtaracak olan, süper seksi bir renk alan mavi kırmızı lazerleriyle kimi zaman dünyanın mına koyan bir şekilde düşünüyoruz ki?
Ulan belki gerizekâlı bunlar. Salak ya bildiğin salak, belki toplayıcılığı bile beceremeyen tek hücreliler veya halaa yerlerde sürünen omurgasızlar. Kardeşim belki bunlar titanyum falan bilmiyordur, tahtadan yaptıkları ufolarla geziyorlardır. Ya ne bileyim, terliksi hayvan gibi veya amip gibi bişeydirler belki de.
insanoğlunun olayı kendi gerçekleri üzerinden değerlendirmesiyle düştüğü yanılgıdır. bize göre uzaya yolculuk belli bir teknolojik gelişim istediğinden, onlardan da aynısını hatta daha fazlasını bekleriz. halbuki her neye benziyorlarsa kendi hallerinde herşeyden habersiz de yaşıyor olabilirler. bu ihtimali neden atlarız. american sinemasının bunda rolü var mıdır? tabiki vardır. biz konuya uzak olunca onların dediklerini, öngörülerini sorgulamadan alırız.
kaçınlmazdır. şimdi o kadar yol gelmek mesele. epey uzun yola çıktıkları için beslenmelerine bayaa bi dikkat ediyorlarmış. baksana hayvan gibi şu kaslara bak. adonisi gördün mü?(bi kaç gün düz koşulara devam edicekmişim)
tanım: uzaylıların dünyaya en az bir kez gelmiş olmasıdır.
yorum: eğer ikinci kez gelirlerse sanılanın aksine aptal olduklarının göstergesidir zira dünyanın bu boktan halini görüp tekrar gelmek akıl işi değildir.
anlatılan tüm hikayelerde dünyaya geldiklerinden bahsedildiği için, bilinçaltında böyle bir düşünce oluşuyor tabii ki, buraya gelebildiklerine göre adamlar aşmış hacı diyoruz.
gezegenler hatta belki de galaksiler arası yolculuk yapabilecek teknolojiye sahip olduklarını varsayarsak olması zorunlu durumdur.. biz daha aya dün ayak basmış mars'ta yaşam olup olmadığını bilemezken, onlar bizden incelemek için insan götürüyorlar belki de.. belki de bunlar uydurmadır; onlar yoktur.. ama var iseler bizden daha gelişmişler ki var olduklarını bize gösterebiliyorlar..
uzaylılar bizden gelişmiş olma zorunluluğu muhakkak olması gereken bir durumdur. mantıksal olarak düşündüğümüzde g.tü boklu dünyalılar * sadece ay'a ayak basmış ve bunuda sırf dünyanın süper gücü olma yolunda atılması gereken imaj çalışması olarak görmüşsek * uzaylı denen yaratıklarda ışınlanmanın veya ulaşımın her uzaylıda doğuştan standart bir özellik olması gerekmektedir. varmıdır yokmudur çok enterese etmez ama koskoca evrende yapayalnız neye inandırılmak isteniyorsa ona inanan bir tür olan bizlerin azda olsa hayal kurmaya hakkı vardır. aslına bakarsak uzaylı olan bizlerizdir. * (bkz: http://www.limk.com/golimk.php?lid=87949)
Dünyayı hayal gücü döndürür (Albert Einstein)
Hayal gücü bilgiden daha önemlidir. (Albert Einstein)
eğer uzaylılar yoksa gerçekten hayal kırıklığına uğrayacağım ha! ya o kadar fotoğraf yazılar kurulan dernekler vesaireler yalan mı len? öldürürüm hepinizi!!!
gerilim ve bilim kurgu filmlerinde olması doğal olan şeydir.
uzaylılar dünyaya iner veya dünyaya saldırır. bu da izleyiciye gerilim ve hayal gücü yaratır.
insanlar daha üstün olup uzaya saldırsaydı medyada tartışmalar çıkardı.
şu an kimse uzaylıları bilmiyor. hiç bir insan uzaylı görmedi. her şey televizyonlar yüzünden. seyretmeyin pek. uzaylıların çıplak olduğunu başka kim söyleyebilir ki?
bence uzaylılar 1977 model birer varlıktır. yelken yaka gömlek giyip ispanyol paça pantulonlarla salınırlar bazıları cici kizlar gibidir. dünyaya arz ettikleri vakit ah kalbim sarkısını söylerler merhaba dünyalı biz dostuz yerine. hatta bu uzaylılar lambada dansı yapiyorlar ama bir dakika hold a second yani televizyon acık kalmiş şemsiye filmi arz-ı endam ediyor. alem beğendi diye bir gezegen olur mu yahu. olmaz iste bendeki mallığa bak. ben onları uzaylı zannettim. bir de uzaylı zekiye vardir ama taktir edersiniz ki konumuzla hiç bir alakası yoktur. vardır diyen esek herifin biyikli damadidir.
olmayan zorunluluktur. bir dakka vurma! önce gözlüklerimi çıkarayım.
eğer ki uzayda yaşam varsa (ki olmaması bence en azından bu kadar* yıldız ve galaksinin israfı olurdu); bunların bir kısmı halen cilalı taş devri benzeri bir ilkellikte yaşıyorken, bir kısmı da evrende vızır vızır fink atıyor olabilir.
ha, dünyaya gelmişler midir, onu bilemem. görmedim, tanışmadım, bi muhabbetimiz olmadı. ama bana biraz zor görünüyor. çünkü en yakın yıldız olan alpha centauri yıldız sistemi bile dünyamıza 4 ışıkyılı uzaklıktadır. yani ışığın bile 4 yılda katedebileceği mesafededir. şu anki bilim bizlere; ışık hızına yakın hızlarda seyahat etmenin mümkün olamayacağını, en azından şapkanızın uçabileceğini * söylemektedir.* çünkü ışık hızının ufak bir yüzdesinde dahi, madde bildiğimiz şekil ve yapısını kaybetmektedir.
eğer en yakın yıldıza geri dönersek; alpha centauri, 3 adet yıldız'dan oluşan üçlü bir sistemdir ve olası yörüngesi çok değişken ve karmaşık olacağından böyle bir sistemde de yaşanabilir bir gezegen olması ihtimali çok düşüktür. ancak halen hesaplar ve araştırmalar devam etmektedir.
özetlersek; 3 etmen olduğunu söyleyebiliriz dünyaya gelebilecek veya görebileceğimiz teknolojik uzaylılar için;
1. mesafeler ki gerçekten şu anki bilim tarafından aşılması çok zor olanarak niteleniyor.
2. bize ulaşılabilecek mesafede üzerinde yaşamaya elverişli bir gezegen olması;
3. işbu gezegende yaşayan ve sözkonusu mesafeleri katedebilecek teknolojiye erişmiş bir uygarlık.
su, un, şeker biraraya gelir de helva olursa ya da olmuşsa ne ala... ama pek olmamış gibi görünüyor.
ama biz burdayız, bekleriz... *
tamamen çelişkilerle dolu bir durum aslında. madem adam senden gelişmiş o zaman seni kaçırıp niye üzerinde deney yapsın? batı kaynaklı masallardan. uzun yıllardır hollywood'un aynı şeyi ısıtıp ısıtıp tekrar önümüze koyması sonucu özellikle yeni nesilin bilinç altına yerleştirilmiş bi durum.