saçı başı bozmadan, yakışıklılıktan veya güzellikten hiç ödün vermeden sadece giydiği tişört terden ve kirden simsiyah oluncaya kadar yeraltında biryerlere ulaşmaya çalışmak, ardından deli bir profesörün yarattığı su tabancası kılıklı bir ışın silahını gökyüzüne doğrultarak hepsinin köküne kibrit suyu dökmek.
(bkz: amerikan filmi klişeleri)
"sen benim kim olduğumu biliyor musun", "şşşttt, hooop, önce haritadan kendine yer beğen" misali ankara'da dayınızın olduğunu ima eden cümleler kurun, belki korkar sizden, diyelim ki olmadı, elinizi cüzdanıza atın ve "sana çok para veririm, çok zengin olursun" repliğiyle paranın sıcak yüzünü kullanmaya çalışın, diyelim ki bu da olmadı, aksilik bu ya, kemal sunal misali bağırıp çağırın, "eyyyytttt" "uleeennn" gibi, o da mı olmadı, buna da mı bana mısın demedi, topukla ulan o zaman, canına mı susadın, daha ne bekliyorsun...
ceketi, gümleği bir kenara atıp, uzaylıyla kavgaya tutuşmak.
uzaylının kafayı kollar arasında sıkıştırdıktan sonra, uzaylı dan yandım anam diye feryat gelinceye kadar sert bir cisimle vurmak.
hemen başkan aranmalı. ardından zeki biri bulunup uzaylıların zayıf yönü bulunmalı ve onu bulanın içinde barındırdığı kahramanı dışa vurdurması için ekipman sağlanmalıdır. sonradan amerika da gerçekleşen bu olaylar sonrasında tüm diğer ülkelerin metropollerine de saldırmış bulunan uzaylıların da aynı zamanda patır patır döküldüğünü görebilirsiniz.
Uzaylılara topluca GORA filmi izletilerek onlara Türklerin onlarla dost oldugu herşeyi Amerikalıların bozdugu mesajı verilerek aradan sıyrılınır hem amerikalılardan hem uzaylılardan kurtulunmuş olunur
