seneler senesi, gerek ekşide, gerek diğer klonlarda okur olarak hayatını sürdürmüş, sözlük yazarlığı isteyen ama üşengeçlikten uzun süreler sadece okuyan, en sonunda yazmaya başlayan yazar kişisi.* kendisi gitar çalar, uzun boyludur, karizmatiktir, atletiktir, dağda gezen ceylandır, gönlü avare olandır. **
efendim kendisi hem çapkın hem de duygusuzdur, ayrıca genç kızları kandırıp kandırıp sonra isimlerini unutur..olay yerinde inceleme yapalım;
"işte geçen yiyişiodum..kimle yiyişiodum lan ben? adı neydi lan kızın?? haa tülay../+&%+%&)"
yeminli sensei, düşmanlarıyla gözünden çıkardığı alev topuyla mücadele eder. gençlik yıllarında kamboçya milli takım altyapısında top koşturduğu da doğrudur. kunteper canavari nin da hocasıdır. kaçin lan
ben de kendisini tanımadığım için bugüne kadar nickaltı girmemişliğim vardır. lakin baktım naçizane, bir efkarlarda, bir dertlenmiş. hemen sıkıntısına son vermek amacıyla kendisine ithaf ediyorum bu entry i. geçmiş doğum günleri de kutlu olsundur.
boyu 2 metre, vücudunda bir damla fazla yağ olmayan, böyle kaslı filan cenovar kimin bir yazardır. deri çeeketi var bunun. bi giysin de gör...* ama gel gör ki sümük yiyor.*
bir insanı tanımadan mal deme yetkisini nerden bulduğunu anlamadığım hede(sıfat bulamadım) (malmışım ya), derdini anlatıncada ağızlara bak olur... sen görevini yap, sanane yazar mal mı andaval mı sa na ne!!! ayrıca o dediklerin bir ayna kadar yakın sana. sonrada niye kalite düşüyor. liseliden gammaz olursa olacağı bu.
tavsiyeme uymayıp özel mesaj butonumu canlandırmayan yazar.
yine de açıklayayım ben; öncelikle "senin sinema kültürün yoksa, edebiyat, tarih, felsefe, sanat ve bilime, gündeme dair en az bi ilgin alakan yoksa yapılan onca göndermeden bi sik anlamaman normal."dan çok uçuk anlamlar çıkarıldığını belirtmek isterim. geri zekalı foklar gibi kahkaha atmalar falan haşa. öyle bir yaftada bulunmak istememiştim kimseden. söylediğim başlıklara gelince, bir insanın sinema kültürünün oluşması için kendini aydın kesimlere kanıtlaması gerekmemektedir. sanattan anlamak için nazım hikmet'e nazım, sezen aksu'ya sezen diye hitap etmek, her hafta mutlaka bir tiyatro oyununa, bir sergiye, bir söyleşiye gitmek veyahut okumadığı klasik kitabın bulunmaması, leyla ile mecnun izlemenmediği sıralarda belgesel izlemesine, klasik müzik dağarcığının çok geniş olmasına hele ki evde ropdöşambır ile dolaşmaya gerek yok. sadece saymış olduğum başlıklara biraz ilgisi olsa, birazdan da fazla yani ortalamanın üstünde ilgi alaka gösterse yapılan onca göndermeleri, okunan şiirlerin güzelliklerini, alıntılar yapılan edebi eserleri, gündeme dair değinmeleri bile anlayabilecek kapasiteye hakim olursun.
