beyler bunla ilgili anım var. 6 ay önce okul gezisinde otobüsteyim arkamda oturan iki kızla beraber sohbet ediyoruz yolda. ve bu kızlarda daha önce muhabbetimin olduğu kişiler. neyse sohbet biraz koyulaştı o sırada kızlardan birinin yaptığı espriye çak manasında elimi uzattım. belki farketmedi diye de 30 saniye havada tuttum(öyle saçıma götürüp kıvırma şansımda kalmadı) karşılık gelmeyince g*t olarak yavaşca elimi indirdim. ve bu kızlarda muhafazkar felan değil hergün 10 kilo makyajla okula gelen tipler. rezil etmişti s*rtük bütün otobüse beni. sonradan havada kalan elimi onun suratına okkalı bir tokat olarak indirmediğime pişman oldum.
kendinizden büyük birisi, çalıştığınız yerde sizin üstünüz ve bayanlar size el uzatmadan siz elinizi uzatıyorsanız havada kalması muhtemel durumdur. görgü kuralı diye bir şey vardır. hoş siz insanlık yapıp görgü kuralı neymiş diye ilk siz uzatırsınız o da sıkmaz elinizi bu da onların ayıbı yani...
bugün başıma gelen hede. acaip rahatsız bir durumdu. arkadaşımla vedalaşıyorduk, öperken elimi uzattım (normalde pek yapmam neden yaptım gerçekten bilmiyorum) herneyse elimi sıkmadı, bu yetmiyormuş gibi bi de ''naapıyosun sennn ben hiç sevmem tokalaşmayı'' dedi. of rezil oldum sözlük.
insanı yerin dibine sokan durumdur. en kötüsü ise, çok samimi olmadığınız ama selam verdiğiniz kişilerin ortamına girince, elinizi uzattığınız zaman görmemezlikten gelmeleri, hatta ilkine elini uzattıktan sonra, o görmeyince, sonra diğerine çevirip diğeride tınlamayınca sizi o eli indirir ve hiç birşey yok gibi davranırsınız.
ne yapacağınızı bilemediğiniz, dumura uğratan bir durum. kalabalık ve resmi bir ortamsa rezil olma endişesi ve hüznüyle o anda hayattan bezersiniz.
durumun gerçekleşmesi karşıdaki tarafın kastıyla olabildiği gibi, gerçekten göremediği durumlar da olabilir. kasıtlıdan kasıt erkeklerin elini sıkmayan bağyanlar. neyse, el uzatılır. karşıdaki tarafın görmemesiyle veya karşılık vermemesiyle boşluğa düşülür. ne yapsam lan, sap gibi kaldım, aha sıçtım düşünceleri arasında el göbeğe doğru ya da kafaya doğru götürülerek asıl amacın bir taraflarını kaşımak falan olduğu düşündürülmeye çalışılır. ama neşenizi kaçırmaya yetebilir bu. aslında endişe edecek bir durum yoktur. utanması gereken biri varsa karşıdakidir.
saçma bir olaydır.içindeki duygu arbedesini kontrol edemez ve vurma eylemine kalkışırsınız yediremezsiniz ve bir daha vurmak istersiniz karşılık geldiği anda okadar çok adrenalin pompalamış olursunuz ki hissetmezsiniz allah verdi demez girişirsiniz.
yıllarca mahalle arkadaşı olarak yaşadıgınız arkadaşlarınız var. ergenlikten artık askerlik çagı aşılmış ve kimi evlenmiş kimi kariyer peşinde giderken bazı nedenlerden dolayıda olsa içlerinden bir kişi ile aranız bozuluyor. bu arkadaşlarınızdan birisi ramazan ayı nedeni ile iftar sofrası kuruyor ve sizi arıyor ya davet edecektim ama boş koltuk yok diger seferde çagırcam diyerek telefonu kapatıyor. sonrasında yine arkadaşın dogum günü oluyor ve organizeyi yapan kişi de daha önce sebepsizce aranızda sorun çıkmış kişidir. tüm arkadaşları davet eder ama sizi etmez. orda olan tüm kişilerde sormaz nerde bu kişi diye. sonrasında içten içe haklı bir içlenme olur ve karar alınır demek istenmiyorum diye. sonrasında bir arkadaş görülür yolda ve el uzatılır el havada kalır, sonraki gün diger arkadaş yanaşır yine el uzanır yine el havada kalır ve tüm arkadaşlar ile aynı sorun yaşanır. nedeni sorulur. nedeni yok sadece böyle olması gerekir denir ve uzatılan eller havada kalır.
not: fatih arkadaşımızın başından geçen olayın istegi üzerine kısa bir hikayesidir.
eliniz havadayken, karşınızdaki eleman farkedip birden size dönüp inmek üzere olan elinizi yakalarsa daha da rezil bir durumdur. adam adeta, ah canıım, seni de mutlu edelim gel, demiş gibi hissederseniz. bir nevi sezercik olur çıkarsınız.
birine sarılmak için hamle yaptığınızda karşıdaki kişinin geri çekilmesi ve akabinde hamleyi görüp sarılmaya çalışması durumundan daha kötü değildir.
(bkz: isteyenin bir vermeyenin iki yüzü kara)