geçenlerde istemeden de olsa maruz kaldıgım durum. işten eve dönerken , bir elimde iş çantası , diğer elimde el çantam ve bir poşet oldugu halde hepsini tek elime alıp bir elimi boşa çıkarma gayretindeydim. amacım mı ? sigara içebilmek. sonunda başardım ve derin derin çekerken broşur dağıtan genc denk geldi. uzattı broşuru ve ''buyrun'' dedi gayret mağrur ve işini yapmanın verdiği gurur gözlerinden okunarak. ellerimi gösterdim ve kusura bakma ama alacak yerim yok dedim. ''olsun be abi , yine de cevap verdin'' der gibi baktı bana brosurcu cocuk. ertesi gün yine aynı yerden bu sefer elim boş bir halde geçtim o broşuru almak için ama o yoktu. dostum bunu okuyorsan yarın aynı yerde buluşalım bu sefer alıcam o reklamı. ok . öptüm
yıllardır duyarlı olmasını sömüren yaratıklarla uğraşmıştır ve artık kim önemli bir şeyden bahsediyor kim bahsetmiyor umursamaz olmuştur.
üniveriste birdeyim. yolda bir kız var, elinde de broşürler. gelip geçen insanlara bir şeyler anlatmaya çalışıyor ama kimse durmuyor. ben de görüp duruyorum ki anlatsın ve görsün ki ilgilenen insanlar var motive olsun. yanından geçerken beni durdurdu ve anlatmaya başladı. "biz engelliler için şöyle bir dergi çıkardık bunu satıyoruz, parasiylan da onlara yardımda bulunuyoruz" normal ücreti üç tl imiş ama ne kadar verirsem olurmuş. ben de beş lira verdim, dergiyi aldım. yoluma devam edecektim ki "daha fazla verenler oldu. bu kadar mi vereceksiniz? " ulan arkadaş bu nasıl bir sorudur yaaa. amacın ne senin. ben de "öğrenciyim" dedim sadece. sonra bana inanılmaz bir teklifle geldi. " dergiyi bana verseniz ve ben sizin adınıza bu dergiyi daha yüksek fiyat veren birine satsam olur mu ?" dondum kaldım. ben de " hayır içindekileri merak ediyorum. okuyacağım "dedim ve yoluma devam ettim.
böyle broşür dağıtanlar oldukça alacak adamlar da almaz oluyor. herkes sahtekar olmuş bu devirde. o yüzden samimi iseniz zaten duyarsız olarak nitelemezsiniz almayan kimseyi. alan kişiye de daha fazla iteleme çabası içinde olmazsınız. almayan hakkında da "acelesi vardır" diye düşünür geçersiniz.
dagıtılan broşürü alıp okumadan çöpe atmak yerine almadan geçmeyi terch eden insana yapıştırılan etiket.
aynı caddeden günde 4 kere geciyorum. bilmem ne örgütüne mensup insanların dagıttıgı broşürden her defasında almak durumunda mıyım? ben ya da benim gibi insanlar duyarsız oluyor öyle mi? onu alıp okumadan çöpe atmak sahtekarlık degil mi?
ayrıca mesela sokakta simit satanlar da isini yapıyor. adam işini yapıyo duyarsız kalmayayım diye her önünden gectiginde simit mi alıyorsun?
böyle insanları yaftalama yarısında olmamak lazım.
meğersem ne kadar duyarsızmışım da haberim yokmuş. bunun üzerine arabadan içeri zorla masaj salonu kartı atan adam da en asil duyguların insanıdır bu mantığa göre..
işi gereği çalıştığı şirketin derdini/kampanyasını vs.ni anlatmak uğruna tanımadığı insanları arayan çağrı merkezi müşteri temsilcisinin yüzüne telefon kapayan duyarsızın bir üst versiyonudur.
yüze kapanan telefon ağırdır, ama yüzüne karşı derdini anlattığın adamın sırtını çevirip seni kaale almaması daha da zordur. "2 kuruş için nelerle uğraşıyoruz yarabbim" nidalarının yükselmesi an meselesidir.