işin bir de kötü tarafı vardır onun öyle uzakta olmasına o kadar alışmışsınızdır ki geldiğin bocalarsınız hatta istemediğiniz an bile olur çünkü o yanınızda olmadan hayatınızın içinde olmasına alışmışsınızdır.kısa zamanla da eski haline döner.
uzaktadır işte. bazen öbür kıtada bazen yanıbaşında uzaktadır. eğer ki mesafeler varsa ayıran, zordur tabi katlanması özlemeye, direnmeye. ruh hali değişir çabuk, birden sinirler gerilir. kavgalar edilir. konuşmak istemiyosan sustum tamam denir. konuşmayı değil seni istiyorum dedğinde zaten iş çoktan bitmiştir. varsa günler sayılır yoksa uykulara sarılınır.
askerdeki sevgilidir, 5 yıl birlikte oku her gün gör okul bitince sonrası için ilk adımı at ve vatani görev için 155 gün yanında olmasın, vatan borcu namus borcudur tabi ama özlem kadar insanı şapşallaştıran bir şey de yok.
ismet özel "bir şeyi söylemenin değerimi yoksa elde etmenin lezzetimi demiş. mona rozayı yazan rozasına kavuşamadı kavuşanda yazamadı, bu abiler söylemenin değerini seçtiler. demekki bu sevgili denen şey yararlı bir şey olsaydı uzakta olmazdı.
uzaktaki sevgili
Senin için gelmiştim uzaklardan
Dolu dolu hayallerle
Teşekkür ederim soğuk ilgine
Sanki aramızda sınırlar vardı
Gelmedin bir adım ileriye
Parça parça oldu hayalim
Diyemedim küçük sevgilim diye
Özlemiştim tatlı candan samimiliğini
Düşünmemiştim reddini bile
Şok oldum birden
Bulamadım söyleyecek kelimeyi
Ne hayaller kurmuştum senin için
Ne ümitlerle gelmiştim
Dağındaki karı, başındaki tipi boranı
Uykusuz bırakan fırtınayı
Gönlündeki efkarı, dağıtacaktım
Yazıklar olsun sana
Hiç ümit vermedin bana
Güzelliğin dillerde dolaşır
Vardın mı farkına,
Tanrı seni özellikle yaratmış
Kalp kırıp can almaya
Yüzün, gökteki ay gibi
Kaşlar, kemandaki yay
Kiprikler ok, hazır fırlamaya
Gözlerin varya ah o gözlerin
Birşeyler anlatmak ister
Sevdadan aşktan yana
Sen Zalımsın bir numara
Kapatalım eskimiş dosyaları
Yeni dosya açalım
Desinler böyle imiş alın yazıları
Koyalım adını hayatın anıları
Kilit vuralım,
Sende kalsın anahtarı.
dibindeki uzak durandan iyidir. hele ki onu hissedebileceğin bir bağ oluşmuşsa, nerde olsa fark etmez.
özlemek güzeldir, sevebildiğini, yaşamakta olduğunu anımsatır sana. birini özlemeyi bile özlediğin zamanlardan gelmişsen özlemenin kıymetini bilirsin. çünkü sevgisiz birliktelik onu özlemediğini gördüğünde acıtır canını.
uzaklığın zamanı uzadıkça gönülden de bir şekilde uzaklaşacak sevgilidir..
çünkü her uzaklığa aday sevgililer her zaman güven sözleri vermiştir.. hiçbiri güvenmediği sevgilisini uzağa göndermemiştir..
ölüm gibidir yokluğu, geldiğinde seni kendine her zamankinden daha çok alıştırır, gittiği zaman toparlanamazsın bir daha.. öyle bir şey işte uzaktaki sevgili..
tırnaklarını kalbinize sapladıktan sonra terminallerde uyuşuk adımlara dönüşen,
özlem tohumlarını henüz yanınızdayken benliğinize serpiştiren,
gözyaşlarının günde birkaç kez yanaklarla sevişmesine alıştıran,
elini bıraktığı anda avuç içlerinin kavrulmasına neden olan,
arkasından öylece bakakaldıran,
giderken nasıl yürüdüğünü ezberleten, kabus yapan,
yasını tutturan en güzel günlerin yenilerine daha çook varken,
yastığını sevdiren usul usul geceleri gırtlağa kadar onsuzluğa gömülmüşken
ve korkutan her gün ta derinden
aranızdaki mesafe siz öldüğünüzde ve ona kavuşacağınızı hayal ettiğinizde bitecektir.
çünkü onun sizi bırakıp uzak hemde çok uzağa gitmesinin üzerinden altı ay geçmiştir.
kalbiniz hergün kanar. ağlar.
özlersiniz.
artık konuşulmaz konu etrafınızdakiler tarafından.
sizinse aklınıza gelmediği tek an yoktur.
yaşıyorsa uzaktaki sevgilinin değeri bilinmeli.