kusursuzca uzaklaşacaksın. kimseden değil, herşeyden olacak bu uzaklaşma.
sonrası olacaktır ama, kendine kalacaksın. cümlelerin yarım, sözlerin de yarım kalacak...
yutkunarak dinleyeceksin şarkıları.
(bkz: sinirliyken uzaklaşmak) hep derdi küçükken büyüklerimiz "sinirli isen uzaklaş 10 a kadar say " diye. Sonradan anladım uzaklaşmayıp o sinirle söylediğim laflarla kırdığım kalpleri düzeltemiyeceğimi.
(bkz: sevdiğin kişiyi başkasıyla görmek) bu durumda zaten uzaklaşmak dışında bir şey yapamayız. Bizim olmayana gidip hesap sormak olmaz zaten.
Malum bahar geldi herkeste yine bir UZAKLAŞMA SEVDASI...
Şöyle uzak uzak gitmek mesela ne iyi olur değil mi?
Ama o uzak uzak uzaklıklar genelde bedensel olur ve aslında ardımızda bırakmak istediklerimizin de genelinin ruhsal olması sebebiyle hepsi bizimle birlikte gittiğimiz yere de gelir. Çünkü çözülmemiş bir ruh bunu gerektirir.
Devamlı yerinde duramayan oradan oraya süreklenen bedenimizin içinde arapsaçına dönen ruh iyice iyice iyice sıkışır ve sonunda dinginliğini temelden kaybedebilir.
O yüzden en iyisi yakınsal uzaklıklardır ki bedensel sabitliğin güveninde ruhsal olurlar genelde... ve çözülen ruhunuzu ondan sonra alın götürün istediğiniz yere...
tam da bu tatta yeni bir Birileri şarkısı var Uzaklaşma Sevdası üzerine;
uzaklaşmak gerekir bazen birilerinden, sevdiklerinden , düşüncelerinden. uzaklaşmazsak her şey üstümüze gelir insanlar bizi yıpratır deliririz içten içe düşüncelerimiz bile bizi mahfeder ne kadar uzaklaşmalıyız diye bir şey sorarsanız buna sizin ruhunuz karar vermelidir ruhumuz hafiflediğinde düşüncelerimiz hafiflediğinde yine birilerine, sevdiklerimize yaklaşabiliriz. çünkü sevdiklerimizin sevgisi bizi besler.
Şöyle manzarası güzel , temel ihtiyaçlarını karşılaya bildiğin güzel bir ada da tek başına 1 hafta kafa dinlenmek vardı. Şehir gürültüsünden uzak, bütün sıkıntılarını geride bırakmış bir şekilde..
korkutucu bir şey.
sevdiklerinden, değer verdiklerinden, anlam biçtiklerinden, kıymet arz edenlerden uzağa düşmek korkusu. sanki yeniden hiçbir anlam inşa edilemez gibi. bu korku yüzünden çakılı kalır insan bazen. kalır da gölgesi bile değişmez, güneş tepesinde yükselip alçalmaz. ayaklarından başlar yosun yosun rutubetlenmeye. sonunda çürür insan, hiçbir şey hissetmez.
güzel bir korku eylemidir.
özellikle nedenini çözemeyip uzaklaşmak en korkuncu. ama düşünüyorum birbirimizin hayatına bir anda girmedik ki çat diye çıkalım yavaş yavaş çık tabi uzaklaşırsak daha az acıtır hı hıı.