insanda grip başlarkenki gibi tüm vücutta kopuveren ağrıların peydah olmasıdır. sadece kalp sızlamaz, tuhaf bir sızı duyulur kollarda bacaklarda...
acıtan bir duygudur.
içe atılmış bir sevgidir arda kalan. suskunsundur, bol acılı bir hasret sarar her yanı.
duvarlar daha yakın gelir odanda ve daralırsın boğulan sessizlikte. dargınsındır geleceği vermeyen geçmişe.
iki satır yazmak istersin, kelimeler parmaklarında takılı kalır. hissiyatın yok olmuştur onun yokluğunda.
giderken almıştır herşeyi; güzel günlerin hayalleri, sarılıp sakinleştiğin o sımsıcak beden, ellerinde terleyen yumuşak dokunuşlu, o masum eller yoktur artık.
sevmeye lanet edersin ardından; içindeki sevgiyi bitirmedikçe bitmeyecektir elbet bu yalan.
akşam saatlerinde koşmaya gidersin, her adımda ona koşarsın; fakat asla ulaşamazsın. dünyanın yuvarlak oluşuna küfredersin; alakası olmasa bile.
unutmak gerek, boşvermek, çıkarıp atmak içinden. lakin söz dinlemez deli gönül; sevmeye devam eder. acı artarak çoğalır.
kokusunu alırsın bazen. bazen hayalinde koklarsın. hayaller kurmaya devam edersin. "yok lan, benden başkasını sevemez o..." diye kendini kandırdığın zamanlar da olur. sonra "niye başkasını sevmesin ki?" dersin, hele ki sen başkalarıyla sevişmişken. sevmeden seviştiysen onun da sevmeden seviştiğini düşünürsün. ama sevişmiştir bir kere, içini acıtır. ağlamaklı olursun. "keşke!..." dersin, artık o evlenecek yaşa geldiği zaman. sen de iş sahibi olup evlenirsin, çoluk çocuğa karışırsın ve hayatın aslında lisedeki kalbin kadar saf olmadığını anlarsın. hayat acıdır çünkü. geç farkına varırsın. anılar da acıdır, tatlı olsaydı zaten, hiç anı olarak kalır mıydı eski sevgili?
önce bu eski sevgili denen mahluk senin başkasına aşık olduğun gibi gider "başkasına" aşık olur, hafızasında artık kırıntın dahi kalmamıştır da insanoğlu zor kabullenir işte, sen yaparken bi'anormallik yok da o eski sevgili ya hani o bu işlere kalkışınca cız eder için.