Her kişi için her yerde, her zamanda geçerlidir. Çünkü arzular bitmez ve bulunduğunuz yerde görebildiğiniz alanlar, dağlar ötesindeki her yer bir uzak'tır aslında.
Uzaklara tek başına, yapayalnız gidip, yapayalnız yaşama arzusu..
Bünyemi her gün, her saat, her saniye saran arzu..
Şehir gürültüsünden, abuk subuk dertlerden, gerçeklerden, acılardan, sevinçlerden, hüzünlerden, her şeyden kaçma isteği..
Yalnız kalıp, kafa dinlemeyi özleyen insanın istediği tek şey...
--spoiler--
insan önce içindeki sıkıntıyı dağıtmazsa yer değiştirmek daha fazla bunaltır onu: nasıl ki yerine oturmuş yükler daha az engel olur geminin gidişine. bir hastaya iyilikten çok kötülük edersiniz yerini değiştirmekle. hastalığı azdırırsınız kımıldatmakla.
onun için kalabalıktan kaçmak, uzaklaşmak yetmez, bir yerden başka bir yere gitmekle iş bitmez: içimizdeki kalabalık hallerimizden kurtulmamız, kendimizi kendimizden koparmamız gerek önce.
--spoiler--
kırdım diyorsun zincirlerini;
evet, köpek de çeker koparır zincirini,
kaçar o da, ama halkaları boynunda taşıyarak. *
gidince uzaklarda da bişey olmadığını anladıktan sonra, omuzlar üzerindeki kafadan ve kaburgalar altındaki kalpten kurtulma arzusuna dönüşecek olan arzudur.
traş bir arzudur. biraz yalnız kalmayı dilemek kadar, bir adada yek başına ibtidai yaşamayı istemek kadar, kendi içine dönmeyi felsefe olarak tutmak kadar ayağa düşmüştür çoktan. uzaklara gitmeyi düşünerek farklı birşey yapacağını sanan o kadar çok uzak sevdalısı var ki. siz gidin uzaklara ben burda kalayım. sizden daha kolay yalnız kalacağıma eminim.
sahip olunmayan şeylerin uzakta bulunabiliceği düşüncesiyle ortaya çıkmaktadır genellikle.O uzağın neresi olduğu pek de önemli değildir;nasılsa hayallerin süslenmesine sebebiyet veren yere gidilemeyecektir.
Genelde hayalkırıklığına uğramış yada umudunu yitirmiş bir insanın, yalnız kalmak , vicdanını sorgulamak yada yeni bir hayat kurmak düşüncesiyle içinden gelen o durdurulamaz istek.
sevdiğin şehirde acı dolu anıların birikmesi sonucunda hissedilen duygudur.
severek gelmiştim koskoca istanbul'a. ümitlerimle, hayallerimle ve sevgi dolu bir kalple.
şimdi paylaştığım sevgimden bana hiç biri geri dönmedi. hiçbir zaman acılarımın sorumlusu olarak istanbul'u görmedim. ama istemiyorum artık seni istanbul. seni ve içinde barındırdığın bencil insanları. ben sadece senden "onu" istedim o da olmadı.
ne zevk veriyor artık istiklal'de yürümek ne de ortaköy'de bir çay içmek. ben seni istemiyorum artık kim istiyorsa onun ol.
uzaklara gitmekten çok yakınlaşma arzusudur.aslında ait olduğun yer orasıdır sürekli seni çağırır sen gelemezsin yanına o devam eder sen de sürekli takılı kaldığın hayattan kutulmaya çalışırsın kendinden çıkarsın yola bir yere varamazsın...