yarım yamalaktır o. aklında, her anında geride bıraktıkları vardır.
aslında hepimizin çok iyi bildiği ve dinlemekten-okumaktan sıkıldığı bir durum. fakat dilde tüy biter, bu durumun acısı bitmez. uzaklardakini, geride kalan anlayamaz. sevdiği yeri terketmek durumunda kalmış birisi dünyanın o sıcak merkezine milyarlarca kilometre uzaklıkta duyumsar kendisini.
içten içe, "zamanı ıskalıyorum, zaman akıyor, her şeyi kaçırıyorum" diyen pis bir soytarı gülümsemektedir size. yine de noksan, eksiksinizdir ya artık bir kere, doğru düzgün cümleler de kuramaz olur, delirirsiniz.
uzaktakinin bir tek ümitleri vardır. bir de kalabalığın içerisinde dahi dünyanın en çok terkedilmiş sokağı gibi hissetmesine yol açan yalnızlığı. içi dışına çıkmış, herkesin burun kıvırdığı bir yalıntı.
aslinda biraz daha zaman gecince yasanacak daha buyuk bir ayriligin provasiydi. ilkti... elde bavul, pasaport, yuzde sahte bir gulumseme kalanlara teselli... icinde bir cocuk hickira hickira aglarken... arkana bakmazsin cunku bakarsan o son an hic silinmez hafizandan kaldigin surece her gece tekrar yasarsin o ani. neyse gidersin ucak havalanir arkanda kalir hersey. eline gecen ilk firsatta yazarsin en yakin dosta bir mesaj"herseyi simdiden ozledim"ozlersin ama daha 3 ay vardir donmeye. neyse gittigin yere alisirsin tam biraz azalirken ozlemin alismanin etkisiyle bu defada donme vakti gelir bu defa burda biraktilarinin eksikligi... tam olmaz galiba bu hayatta hicbisey gidersin ozlersin donersin yine ozlersin!!! hep eksik hep eksik...