eğlenceli ya da akıcı bir film izlemek isteyenlerin uzak durması gereken bir yapım. edebiyat, felsefe ya da psikoloji gibi konulardan hoşlananların ve biraz da tutunamamış olanların aşık olacağı tarzda bir eser. eser diyorum, çünkü bu yapıma film demek terbiyesizlik olur.
sakin bir günde yağmuru izlemiş olmak gibi bir his veriyor insana. damıtıyor, pası temizlerken aslında yine biraz da kirletiyor ortalığı. içinizde kırık bir zaman dilimi bırakıyor.
Türk sinemasının son yıllardaki başyapıtıdır. Nuri Bilge Ceylan büyük şehirdeki yalnız insanın içinde yaşadığı boşluğu çok iyi görmüş ve doğru şekilde ifade edebilmiştir. Köylü çocuğun gelişiyle birlikte yalnızlığı zedelenir Muzaffer'in. Tüm tepkisi bunadır. Diğer taraftan çocuk da yalnızdır. Araya farklı yaşam düşlerinin girmesiyle değişen insanlar aslında aynı kaderi yaşarlar. Birisi köyde, diğeri şehirde yalnızdır. Köylü çocuğun içtiği sigarayı içmeyen Muzaffer, filmin sonunda güzel bir istanbul manzarasına karşı sigaradan derin nefes çeker. Arabası az kişi alır, ufacıktır. Bu gibi ayrıntılar filmi farklı kılar.
Birbirinden zorla soyutlanan yaşamları aynı noktada zorunlu olarak buluşturmak Nuri Bilge Ceylan'ı iyi bir yönetmen yapar.
"uzak arayışın imgesidir. insan hep arayış içindedir ve aradığı her ne ise hep uzaktadır.aradığını bulduğunda ise yeni bir uzak yaratmak zorundadır. yeni bir uzak yaratmayan insan kendi tükenişinin de eşiğindedir. uzak bilginin ve felsefenin damarıdır. uzak yargılayan düşüncenin yatağıdır ve o bir sorunun yanıtı ve yeni bir soruya yol açandır, insanı ileriye iten ne varsa onda saklıdır."
cannes film festivalinda özel juri ödülü, en iyi erkek oyuncu (muzaffer ozdemir) ve en iyi yardimci erkek oyuncu (mehmet emin toprak) odullerini almış olan film.
OYUNCULUKLARIN SON DERECE BOKTAN OLDUĞU, ANCAK iSTANBULUN DOĞAL GÜZELLiKLERiNiN, KAMERA MARiFETLERiNi ÇOKÇA KULLANMADAN YANSITILABiLDiĞi, FOTOĞRAFiK ANLAMDA HOŞ, GERi KALANINDA BOŞ FiLM.
tarkan'ın 2001 senesinde çıkardığı, karma albümünden, sözleri mete özgencil'e, müziği mete özgencil-hüsna arslan'a ait, karma albümünün en iyi şarkısı olmasa da, özellikle sözleriyle, enfes olan, dinlenilmesi gereken tarkan şarkısı.
sözleri de şöyledir:
karnı tokken sızlanandan
zevk sürerken sıkılandan
el içinde ağlayandan uzak tutun beni uzak
uzak tutun bana uzak
dost lafından gocunandan
kuşkusuyla buz tutandan
düşmanına dost durandan uzak tutun beni
uzak
uzak tutun bana uzak
sevabının anlatandan
günahına kulp takandan
düşmanına dost durandan uzak tutun beni
uzak
uzak tutun bana uzak
suretiyle kandırandan
şeytanıyla yarışandan
aynalrdan kovulandan uzak tutan tutun beni
uzak
uzak tutun bana uzak
yabancılaşma kavramı derinden derine işlenmiş bu filmde. bunun yanında özellikle son sahne; acaip bir şekilde dikkatimi çekmiştir. köylü genc'in balkonda sigarasını tüttürürken bir çatıda çalışan işçiye bir de gemiye bakması[umudunun yavaş yavaş gidişine bakması] özelikle bu sahne ve mehmet emin toprak'ın köylü gencin samsun cigarasından bir tane alıp içmesi ki ilk başta bu sigarayı reddetmişti;
başından sonuna kadar andrei tarkovski sinemasına göndermelerde bulunan, tarkovski'ye öykünme durumunu, feyz alma biçimine devşirme başarısını gösteren n. b. ceylan filmi. özellikle de zerkalo'ya fazlasıyla saygı duruşu çakılmış. ha kötü mü olmuş; kesinlikle hayır. fevkalade başarılı ve temiz bir film. bir de unutmadan:
+ sende hiç sezen aksu kasedi yok mu?
- yok.
+ bu bak* kim abi bir sürü kasetleri var böyle, hem sen ne arıyon haldır huldur öyle?