kendisine imkansız gelen insanların aşktan ne anladığını merak ettiğim ilişki çeşididir.
aşkı sadece tenlerin temas etmesi olarak görüyorsanız mesafelerden daha büyük problemleriniz var demektir. bazıları ''ne yaptığını nerden bileceğim aldatmadığından nasıl emin olacağım'' diyor kusura bakmayında bir insana bu denli güvenemiyorsanız siz aslında onu sevmiyor belki sevmeyi deniyorsunuzdur. ''facebook şifreni verde kimlerle mesajlaştığına bakayım'' diyen ergen misali böyle güvensizlikler besleyip aşık olduğunuzu zannetmiyorsunuz değil mi? zira aşk kıskançlık olmazsa yarım kalır ama kıskançlık ile güvensizlik arasındaki ince çizgi sevmek ile sevmemek arasındaki kalın çizgiden bir parçadır.
uzak mesafe de onunla yapabileceğiniz tek şey konuşmaktır. düşünsenize bu aslında muhteşem bir şey. tenin ve bedenin bir şeyleri bulanıklaştırmasına izin vermeden onu dinlemek her konuda sohbet etmek fikirlerini almak onu tanırken sadece ama sadece cümlelerinden yola çıkabilme başarısını uzak mesafe dışında size ne verebilir.
son olarak bence bir ilişki en az 2 yıl boyunca uzak mesafeye dayanabilmişse bu ilişkinin gerçek aşk olma ihtimali oldukça yüksektir.
iki çeşit uzak mesafe aşkı vardır
1. Önceden yakınken sonradan uzak kalmak
2. Zaten hep uzak mesafedeyken birlikte olmak
1. birbirlerini deli gibi seven ve dillere destan aşk yaşayan bu çiftimiz uzak kaldığında, aşkları gözlerinin önünde yavaş yavaş biter, erir, gider. Gözden ırak gönülden ırak denir
2. bazı şeyleri çok daha uzun bir zamanda tüketmeyle birlikte daha az kavgalı, daha anlayışlı ama sadakat yönünden sıkıntılı bir ilişkidir.
5 dakika geç cevap verdi mi insanı çıldırtandır. Hele ki sevgili kişisi izmir gibi güzel kızların çok olduğu bir yerdeyse. Ve hele ki ev arkadaşları gözü dışarda tiplerse Ve "olum eve dönmeden önce şehri bi turlasak mı ehiehueheu" diyorlarsa.
Yaşamadan anlamaya çalışıp ki hatta anlamaya bile calismayip direkt olmaz öyle sey diyen arkadaslara burda aşk hikayemi anlatmak isterdim ama malesef ne sizi ne kendimi o kadar sıkmıycam.
Kısaca mümkün olan bir birliktelik mümkün olan bir aşk mümkün olan bir mutluluktan bahsediyoruz arkadaşlar ayrıca bütün mesafeler bir otobüs ucak bileti uzakliginda bunu biliyorsunuz.
Yanından yüzlerce çift el ele geçerken senin yalnız olmandır. Koyar.
Moralin bozulsa, başını koyacak omuza en iyi ihtimalle 4 saat uzakta olmandır. Incitir.
Herkes sevgilisiyle muhteşem planlar yapıp, senin o pekde iplemediğin sosyal medya ağlarında fotoğraflar paylaştığında iç geçirmendir. Yıpratır.
En önemliside; senin için çok önem arz eden kişiye herkesin senden daha yakın olduğunu görüp, hiç tanımadığın insanların ne kadar şanslı olduğunu bilmektir. Bitirir adamı/kadını.
neden olmasındır. çin bana göre uzaktır. japonya da öyle. orada aşk yaşanmıyor mu? yaşanıyor.
demekki uzak mesafelerde aşk yaşanabiliyor.
(bkz: düz mantık)
mesafeler aslına bakarsanız insanı önce korkutuyor, ama bir yandan güven duymayı öğreniyorsunuz. zor yanları elbet var. en büyük zorlugu da özlem duymak zaten. fakat görüşme anında bu zorluklarin hepsi uçup gidiyor. yerine geçirdiginiz kısıtlı zamanda bir sevgilinin yapmak istediği her şeyi yapmak istersiniz.
zamanın yavaş akması, yürümenin, dokunuslarin sonsuza kadar sürmesini istersiniz.
her ayrılığın ardından mutlaka bir bahane bulur ya insan ışte mesafede her ayrılıktaki bir bahanedir aslında.
mesafeleri kendinize zehir etmekte, gulistan etmekte çiftlere bağlidir. mesafeler bahane edilmesin. zira atla deve değil artık uçaklar otobüsten bile ucuz.
seviyorsan git konuş bence yollar bahane olmasın. *