"aradığınız kişiye şu anda çok uzaksınız..."
+ o ne demek lan?
"lütfen en yakın zamanda kendisinin bulunduğu il sınırları dahilinde olun. o zaman tekrar deneyin."
+ konuşucam lan bağla sevgilimi! yelloz! yırtarım! parçalarım! en azından saldırırım. bişey yaparım muhakkak yani!
" böyle hep telefonda hep telefonda nereye kadar cicim? hiç düşündün mü?"
+ e ama ağlarım ki ben şimdi.
" tamam tamam dur lan.. bağlıyorum. bu son ama."
"ne oluyor lan böyle bana" dedim hayatımda ilk kez.
karşımdan el sallayarak bana gelen oydu. gülümsüyordu. ben de gülümsedim. o gülümsemese de gülümserdim. koşup boynuna sarılasım geldi ama henüz başlarındaydık bu garip ilişkinin, olmazdı.
zaten yürümezdi bizimki, öyle diyorlardı. ne yalan söyleyim ben de öyle diyordum. aramızda kilometreler vardı, tam 579 km, aşağı yukarı 8,5-9 saat otobüsle.
kolay mıydı be canından bi parçayı her seferinde terminallerde bırakmak, arkasından el sallamaya yüreğin dayanamayıp başın önde yürüyüp evine gitmek, ayda bir görüşücez diye gün saymak, gün saymak, gün saymak... zamanın alay etmesi seninle, yavaşlaması, durması.
sadece bir öpücük için, bir çift göz için bıkmadan usanmadan kat edilen yollar, geçmeyen kilometreler, yol boyunca gözünün önüne gelip duran hayali, bekleyen taraftaysan gece uyuyamamak, gelsin artık demek. her şeyi telefonla paylaşmak, internetten görmek yüzünü, kamera karşısında ağlamamak için, onu da üzmemek için zor tutmak kendini. moralin bozuk olduğunda gidememek yanına, omzuna yatıp huzur bulamamak, kıskanmak, delice kıskanmak, onu sakınmak.
o kadar zordur her şey ama bütün bunlar onun parmaklarının ucundan çıkmış tek bir telefon mesajıyla yok olur gider, "belki de bu kadar uzak olmasaydık böylesine büyük bi aşkı hissedemezdik, bu kadar özel olmazdı seni öpmek, sana dokunmak."
ve bu şiir nazım'dan geliyor;
Yüz yıl oldu yüzünü görmeyeli,
belini sarmayalı,
gözünün içinde durmayalı,
aklının aydınlığına sorular sormayalı,
dokunmayalı sıcaklığına karnının.
Yüz yıldır bekliyor beni
bir şehirde bir kadın.
Aynı daldaydık, aynı daldaydık.
Aynı daldan düşüp ayrıldık.
Aramızda yüz yıllık zaman,
yol yüz yıllık.
devam etmesi zor olan, yıkıcı ilişki türü. sevgilinin tenini hissetmeden geçen her dakika kalp biraz daha yavaş atar. o yüzden sevgilinin yakınlardan olması tercih edilmelidir.
kimse kendini kandırmamalı efenim.
o ilişki bitecektir.
kesin bitecektir hatta.
siz ne kadar fedakar olsanız da, sevgiliniz ne kadar fedakar olsa da o ilişki yıpranacaktır.
elden telefon düşmez tabiki, o kesindir.
her yaptığınızı belirtirsiniz birbirinize.
fotoğraflarıyla yaşarsınız, webcam de uzun saatler konuşursunuz.
ama asıl koyan, dışarı arkadaşlarınızla çıktığınızda sevgilinizin eksikliğidir.
"ah o da olsaydı burda.." dersiniz belki yüzlerce.
ve dayanılmaz bu ızdıraba.
kavgalar başlar.
kıskançlıklar dozunu artırır.
biter.
öylece biter...
eğer iki kişi için de ilk aşk ve sevgili durumuysa bitmeyebilecek ilişkidir. öyle ki ev arkaşım 1 yılı aşkın süredir bursankara arasında mekik dokuyor ve hala liseli aşık gibi şenler. eğer atanabilirse yaza düğün görünüyor inşallah.
1.evre : aşkın önünde dağlar mı dayanır motivasyonı.
o sizi cok seviyordur. siz de onu. bu kadar nadir bulunan duygusal bir bağı sırf aynı sehirlerde yaşamıyorsunuz diye geri tepmek ne büyük aptallıktır. aşk her yerde bulunmaz ve o bağdatta olsa bile lütfen gidiniz, kaçırmayınızdır.
2.evre : yoğun telefon konuşmaları, mesajlaşmalar. "bugün ne oldu biliyor musun?" lu günler.
siz bir yerde o başka bir yerde hayatlarınıza devam etmektesinizdir. başınıza acısıyla tatlısıyla olağanca şey gelir ve sevdiceğiniz anları kaçırmasın diye sonsuz bir aktarma olayına girersiniz. mesajlar, mailler, telefonlar. hiç de fena gitmiiyorsunuz. pekala iyi götürüyorsunuzdur.
3.evre : buluşma planları yapılır. özel günlere denk getirme , tatilleri birleştirme gibi yüksek matematik gerektiren ince hesaplamalardır bunlar.
gelişleriniz muhteşem dönüşleriniz ise her defasında can sıkıcıdır. sevdicekten ayrılmak bir yana yol büyür gözünüzde. gelirken farketmediğiniz kadar uzaktır çünkü. o gelir. siz gidersiniz. siz gidersiniz. siz gidersiniz. o gelir. bir günde 22345 kez fotograf çektirirsiniz. acısını çıkartırcasına sanki hep yan yana çift imajı verircesine. iyidir güzeldir de yanyana olsanız daha iyidir tabii.
4.evre : sular kaynamaya başlar. "o an neden yanımda değildin? aradım açmadın? bu akşam da mı arkadaşlarınla çıkacaksın?" lı başlayan kavga cümlecikleri.
hayat sadece sizin aşkınızdan ibaret değildir. aslında hiç olmamıştır. patronunuz size bağırdığında sevdiceğinizi ararsınız. ararsınız. ararsınız. duymamıştır. ortalarda yoktur. sonra sizi uykulu bir ses ile arar. Aman tanrım siz kederlerden keder beğenirken o uyuyordur. bu nasıl olur aklınız almaz. geç cevap verilen mesajlar. bir gün boyunca birbirinizin sesini hiç duymamak. akabinde yaşayacaklarınızdan bir kaçıdır sadece.
5.evre : Özendiricilere yenik düşülür.
bütün arkadaşlarınız el ele kol kola çayır çimen gezmektedir. peki yaz siz? hayatınızın en güzel dönemlerini km lerce uzakta biri için mi harcayacaksınız? düşlediğiniz aşk bu mu? hem de değmeyecek birine belki. şu an sizi aldatan birine belki. sizi hiç düşünmeyen birine belki.
hayır bu böyle gitmeyecektir.
6.evre : aşkın - den hali.
histerikli bir dönemdir bu - den hali. ya hiç konusmadan ayrılırsınız ya saatlerce telefonda konuşarak. kah birbirinizi suçlarsınız kah kendinizi. kah iyi dileklerde bulunursunuz kah allah lütfen belanı versin dersiniz. işe uykusuz gözlerle gider, her gördüğünüz şey " fhkalf ile böyle yapardık" şeklinde cümle kurdurtur. gecicektir korkmayın.
7.evre : next one please.
geçmiştir. anılarla arkanızda kalmıştır artık. iyisiyle kötüsüyledir. depresif bir insan değilseniz tebessümle bile hatırlanabilinirdir. artık hayatınıza yeni biri almanın vaktidir ve alırsınız.
not : uzmanlar, uzaktan ilişki yürüten başarısız olan insanların mutlaka ve mutlaka başka bir zamanda yeniden uzak mesefeli ilişkiyi bir kez daha denediğini söylüyor. valla ben demiyorum. onlar diyor.
çetin bir yol. yürüyenleri, geriye dönenleri ve yolda kalanlarıyla, sevgilinin bulunduğu coğrafyayı kutsal toprak bilmiş sevda nehrinden yüzüp gelen binlerce insanı yollarında tarumar eylemiş aşk törpüsü.
samimi ömrü 2 aydır. sonrası yalandır. birinden birine sınıfından, mahallesinden, kursundan biri mutlaka asılır, oda karşılık verir, vermese de vermek ister.
- kontör canavarı
- uykusuz geceler
- gereksiz kıskançlıklar
- havada uçuşan binlerce yalan
- güven problemine bağlı olarak hergün kavga
- telefonda sevişme başlatan diyalog ustası olmak fakat bir türlü sevişememek
- buluşulan günlerde evden çıkmamak
- evden kaçıp yanına gittiğindeki heyecan, adrenalin ve eve dönünce oluşacak kaosun götü üçbuçuk attırması
gibi belli maddeler halinde özetleyebileceğimiz ilişki türü.