uyuşuk kolla uyanmak

entry3 galeri0
    1.
  1. Göz kapaklarımı araladım; yavaşça… Önce sağ gözüm, sonra da sol gözüm dünyayı bir kere daha gördü. Her şey aynıydı… Vücudumun geri kalanı da onları takip etti. Benim olan her bir parçam tekrardan güne başlamak için gerindi ve uyandı. Her şey güzeldi… Yeni bir güne başlamak, yeni bir serüvene atılmak, yeni şeyler yaşamak, fırsatları kaçırmak güzel olacaktı.
    Bütün vücudum uyanmış ve güne başlamaya hazırken bir parçam halen uyanamamıştı. Doğrulmaya çalıştım ancak beceremedim; sağ tarafıma göçtüm. Bir ağırlık beni yatağın sağ kısmına çekiyordu. Sağ koluma baktım; ölü yılan gibi kendini sermişti yatağa. Ah, hayır! Kolumu kaldırmaya çalıştım ancak hiçbir güç ve yetkim yoktu artık onun üzerinde.
    “Kalk ayağa!”
    “Şahlan!”
    Verdiğim her buyruğu duymazdan geliyordu. Kaldıramıyordum… Buraya kadar mıydı? Hayatımda değer verdiğim en önemli ikinci organımı kaybedecek miydim?
    “Kalk ayağa piç kurusu, kalk!”
    Emirler savurmak faydasızdı. Sol kolumla onu okşamaya başladım. Karı okşar gibi… “Lütfen kalk, lütfen…” “Uyan lanet olası organ, uyan!” diye haykırdım ancak tepki vermiyordu. Biraz daha okşadım. Her parçasını sevdim. Dirseğimi, bileğimi, parmak boğumlarımı, parmak uçlarımı… Her bir parçasını özenle okşadım.
    En değerli ikinci organım… Onunla yemek yiyor, onunla yazıyor, kıçımı onunla siliyordum. Sen benim sağ kolumdun… Artık yazamayacak mıydım? Kalem tutamayacak mıydım? 31 bile çekemeyecektim… Sana ihtiyacım var, ne olur uyan…
    Birden işaret parmağım kıpırdadı. Diğer parmaklar da onu takip etti. Kan tekrardan hücum etmişti koluma; uyanmıştı…
    Yaşıyor!
    Yaşıyor!
    Frankenstein’in canavarı bir gün daha yaşayacaktı. Tek ihtiyacı olan biraz ilgi ve okşamaydı. Dirildi ve bana sevgiyle baktı…
    Dünyada sahip olduğumuz en küçük şeyin bile bir değeri vardır. Günlük hayatımızı sürdürürken birçok parçamızı görmezden geliriz hatta hor kullanırız. Ancak o küçük parçanın yokluğunda artık hiçbir şeyin önemi yoktur. Eski sevgililer, yeni sevgililer, terk eden sevgililer, aldatan sevgililer… Hiçbir şey o küçük bok parçası kadar değerli değildir.
    Kolumun üzerine yatmışım ve sabaha kadar o şekilde uyumuşum. Böylece sabah olunca onun; sahip olduğum en değerli zenginlik olduğunu fark ettim. Şimdi düşünüyorum da; ya çükümün üzerine yatsaydım ne olacaktı? Böyle bir şey pek mümkün değil ancak olduğunu varsayalım…
    “Kalk ayağa, şahlan, uyan, kan hücum etsin…” Okşamak, çekiştirmek… Hımm… Bunu her seferinde yapıyoruz zaten. Üzerinde yatmamıza gerek bile yok.
    Bu arada en değerli organım zikim. Çünkü kolumu sadece sabahları uyandırmak için uğraşırken, penisi uyandırmak için her seferinde çabalamak zorundayım.
    1 ...
  2. 2.
  3. mahalle berberinin koltuğunda uyumanın etkilerinden biri .
    0 ...
  4. 3.
  5. Kolumu hissetmiyorum, kolumu kesecekler korkusunu herkes yaşamıştır:)
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük