ilk başlarda mutluluk verir. belli bir süreden sonra ilk başlarda yaşanan kafayı asla vermez. durmadan aynı kafayı yaşayacam diye dozaj arttırılır. en sonunda motor yakılır falan filan..
falana filana düşmemek için içine düşmemek gerekir.
bu şeylerin birkaç saat mutluluk ve diğer kullanıma kadar geçen -birkaç gün veya haftalık- zamanda ise kabuslar yaşattığını düşünürsek, bu mutluluk, insanın kendini hawai adalarının sahibi olarak hayal etmesi ve mutlu olması gibi bir şey olsa gerek.
lanet olası bir bağımlılık yapan maddedir. sigara alkol kullanan insanları sevmem. uyuşturucu kullanan hiç görmedim ama bu uyuşturucuları nerden satın alıyolar merak ederim.
sadece ilk kullanıldığında verir, hemde tarifsiz mutluluk verir.adeta havalarda uçarsın. hiç birşey ama hiçbirşey umrunda değildir. sonra ona mecbursun, istesen de istemesen de, acı da çeksen, zevk de alsan ona muhtaçsın. onsuz yaşamak aklına bile gelmez bunu düşünmeyi bile reddeder aklın. o herşeyin başlangıcıdır, sebebidir, yokluğunda beynin uyuşur, gözlerin kararır, başın döner, miden bulanır, iliklerin çekilir. ona kavuştuğunda ise sadece kavuşmanın mutluluğunu hissedersin, uyuşturucunun değil. tedaviden sonra da asla eskisi gibi olmazsın, hiçbirşey aynı olmaz, herşey ama herşey değişir. mutluluk kavramı değişir. artık mutluluk kavramının tek açıklaması vardır: ilk kullanım....
pek çok kişinin hayatını bok etmesine sebep olan sanrı.
uyuşturucu, bağımlılık yapana kadar "oh yes çok harika" dedirtir. bir yerden sonra su gibi olur. gerçi susamışken su içmek de mutluluk veriyor da, nasıl desem, hani o hava, uçuş olayı olmuyor. sıradan bir şey halini alıyor. tabi sen günde 50-100 lira kadar parayı bulmak ve krize girmeden işi halletmek zorundasın(uyuşturucuyu eroin olarak ele aldım, hehe).
Çok doğru bir kanıdır. Zevk verir dünyadaki herşeyden daha fazla verir onunla tanıştığında zevk anlayışın değişir hayatına yeni bir tad katar. Sexden bile soğutur dünyadaki en zevk verici şeyin sex olduğunu sanarsın taki onunla tanışıncaya kadar. Öyle derki aklın hadi sağlam bir vuruş ve gökyüzü sonsuz bir yolculuk daha ....
aslında mutluluk vermiyor.
vucutta zaten bulunan mutluluk hormonunun hızlı tüketilmesini sağlıyor. etkisi geçtikten sonra hormon tüketildiği için kişi depresyon yaşıyor.
aynen arabanın gazına sonuna kadar basarak çok hızlanmak gibi. ama benzinde hızlıca bitiyor.
evet mutluluk verir elbet. ama yarım saatten öteye geçmez. yarım saate karşılık 3 gün depresyon. o depresyonu atlatmak için de biraz daha uyuşturucu alınır. bu durumda başlangıç ve bitiş çizgileri aynı olduğu için sona doğru yaklaşım düşüncesi doğru, fakat eksiktir. çünkü gelinen bu bitiş çizgisi aynı zamanda başlangıç çizgisidir. yani faaliyete başlanan konuda asgari durum ile azami durum arasında bir fark yoktur.
bu böyle devam ettiği sürece, halüsinasyonlar görürsünüz, duvarlar üzerinize yürüyormuş gibi hissedersiniz, kanınız kaşınır. bu yarım saatlik uçuşun ardından bu mutluluk kemiklerinizi noel hediyesi gibi kırar. mutlu cümlelerden sonra kullanılan "fakat" kelimesi kadar kırıcıdır bu durum.
uyuşturucu diye nitelendirilen maddeler araştırılırsa eğer "duygu durumu değiştirici" etkisi olan bi'takım maddelerden olduğu anlaşılır.
çok eski zamanlar da bile insanların bi şekilde bu tür maddelere ihtiyaç duymalarının asıl nedeni de budur aslında. insanlar hep duygu durumlarını değiştirmek ister ve haliyle bu da düşüncelerine yansır. ama şu bi' gerçektir ki herkes bir bedel öder! siz görseniz de görmeseniz de, herkes bir bedel ödemiştir, ödüyodur, ödeyecektir...
verir, ancak mutsuz insanlara verir. burada çok paradan zenginlikten bahsetmiyorum. mutluluğu yetersiz, daha da arayan insanlar da bu nedenle uyuşturucuyu tercih eder. bilinmez olan hep caziptir. paran kadar zevkin olur.