kolu, bacağı ya da herhangi bir organı (uzuvu) bazı sinirlerinizi etkileyecek şekilde bir yere dokundurunca da o sertlik (hani bir süre dokunulduğunda) uyuşturucu konumuna geçebilir gayet de.
önüm, arkam, sağım, solum, burnumun dibi an be an onunla doluyken hiç merak edip kullanmadığım olaydır. bunun sonucunda burnum narkotik köpeği gibi oldu. bir gün adliyede kokuyu takip edip suçüstü yaptıkları çuvalları bulmuştum. gerçi çuval benim burnuma çok, zerresi olsa kokusunu alırım. hiç içtim mi, asla.
Uyuşturucunun insanlar üzerinde bıraktığı lanet etkiden ziyade,uyuşturmayıcı olarak bir ürün skalası geliştirmeleri taraftarıyım.sabahları öyle berbat uyanıyorum ki.baş dönmesi falan geçen nerdeyse freak gibi apartmanın içerisine yığılıp kalacaktım.3 espresso 2 bardak filtre kahve ile toparlanacak iş değil bu amk.
öncelikle hiç ihtimal vermediğim halde yaşıyorum. bugün beni ölümle burun buruna getirdi bu zehir,belki ibret alan olur diye bunları yazıyorum. 24 yaşındayım,sadece 3-4 defa alkol ve bir yudum da esrar dedikleri uyuşturucudan icmisligim var.çevrem varoş bir çevre ve bu çevredeki arkadaşlarımın tamamı bu pisliğe bulaşmış durumda. ben ise çocukluğumdan beri hiç heves etmiyordum. son 1 yıldır icmememe rağmen ortamlarina girmeye başladım,onlarla birlikte sadece bir bira içip abur cubur yerdim. ama bugün çevrenin ne kadar önemli olduğunu acı bir sekilde test ettim. öğle saatlerinde kardeşim dedigim,beraber büyüdüğümüz bir arkadaşım aradı. evlendikten sonra bingole taşınmıştı,uzun zamandir görüşmüyorduk,madde kullanmayı da bırakmıştı sözde evlendiği icin. her zamanki kahvede buluştuk,aynı mahalleden iki arkadaşımız da geldi. kalkalım dediklerinde anladım madde kullanacaklarını,ben gitmeyeyim dedim ama sonra ne de olsa cok gitmisim iradem sağlam diye düşünüp onlarla gittim. bir arkadaşın evi boştu,esrar aldılar,oraya gittik. bunlar sardı esrarı,hazırladı falan sırayla mutfaga gidip içip geliyorlardı.rahatladık falan deyince ben de bir heveslendim. üstelik çok da bosvermistim kendimi bu aralar. o samimi olduğum arkadaşa geçen sefer ictigimden mi bu diye sordum,evet dedi. carpmamisti beni boştur,ben de vuracam diyip cesaretlendim. halbuki bu seferki zehir gibi bir şeymiş,onlar da bunu biliyordu.neyse bir yudum aldım önce,bir sey olmadı. sıra yine bana geldi. sonradan etki göstermiyor degil mi? diye sordum. o anda bir şey olmamıştı. yok ya rahat ol dediler,bu defa onların bile cesaret edemeyeceği şekilde esrarı nefesim yettiği kadar icime çektim. üçüncü defa sira bana geldi,ateş yere düştü.iyiki de düşmüş belki ölümüm olacaktı. yenisini saralim iç dediler,tamam dedim. odaya girdik,2 dakika gecmeden ben bambaşka birine dönmüştüm tabi fark ettirmemeye çalışıyorum.dış kapıyı açtım hemen,hava alayım ya biraz dedim onlara. tabi o an kalbim çarpıntı yapıyor,çok hizlanmisim,yerimde duramiyorum.hemen dışarı attım kendimi onlardan habersiz. telefonumla hirkami da orada bıraktım. caddeye çıktım,delirecek gibiydim. arabalar,insanlar öyle hızlı ki başımı döndürüyorlar. forrest gump gibi durmadan koşmak istiyorum. karşıda bir tatlıcı iki tatlı attım ağzıma eve doğru yürümeye başladım. vazgeçtim eve gitmekten caddede deli danalar gibi bir oraya bir buraya gitmeye başladım. 3 defa daha tatlı yedim,kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyordu daha da. kendimi sakinlestirmeye çalışıyorum ama nafile,iyi olamıyorum bir türlü.caddeden gidenlere yumruk atmak,donercinin bıçağını alıp kendimi kesmek v.b düşünceler kafamda gidip geliyor durmadan,çıldırmak üzereyim. birkac defa daha kendi evimle arkadaşın evi arasında gidip geldim. tam caddede kriz gecirmek üzereyken kendimi eve atayım,ne oluyorsa olsun,aile en güvenilir yol dedim ve eve kosarcasina yürümeye başladım. binaya girdiğim gibi parmaklarimi ağzıma soktum,kusmak için çok uğraştım ama kusamadim da. kapıyı çaldım,kardeşim açtı. bir de annem evdeydi,hemen anladı bende bir seyler olduğunu. yüzümü yikadim,bu defa evde volta atmaya başladım. annem şaşırmış ama bir şey sormaya da korkuyor. evde de sadece iki dakika idare edebildim,iyi değilim beni hastaneye götürün dedim. annemle acil bir sekilde çıkıp eve yakın özel hastaneye gittik. anneme de sadece başım dönüyor dedim. hastaneye kadar sanki binlerce kriz gecirdim gibi geldi bana,daha da kötü olmuştum. kimlik isteyen personelin boğazını sıkmaya calismamla iyi olmadığımı anladılar. hemen doktorun yanına gittim,sakinletirici yapın dedi. tüm hastane durmuş bana bakıyor,bense hayattan kopacagimi düşünmenin acısını çekiyordum. 2-3 dakika geçti,sakinlestirici etki etmedi. hemen annemi çağırıp git doktora uyuşturucu kullandigimi söyle,ölüyorum dedim. doktor geldi hemen üniversite hastanesine götürün dedi. ambulans yok,geç gelir dediler hemen bir taksi cevirdik. hastaneye gidene kadar bir defa su olmadığı icin bir defa da trafiğe yakalandık diye kriz gecirdim. annemi öptüm iki defa, helallik istedim. 20 dakikalık yolu hayatımı sorgulayarak,ölümü,pismanliklarimi dusunerek dua ve tovbeler ederek geçirdim. ölüm zaten acı bir de böyle ölmek canımı çok yakıyordu.kalbimin yine hızlandığı bir anda kendimi yola atmak istedim,sakinlestirdiler bir nebze. en sonunda hastaneye vardık. acilen odaya aldılar müdahale için.kandaki maddeyi temizlesin diye serum taktılar,igneler tahliller falan derken bendeki enerji gitti biraz. yerimden kalkamiyorum ama icim hala aynı,savaş meydanı gibi.ölecem biliyorum diyordum onlara,sadece korku değil gerçekten öyle hissediyordum,cok hizliydim ve kalbim bu ritme uyamayacak daha fazla sonunda duracakti. felsefik konusmalarim,ani krizlerim,doktorlara satasmalarim derken yavaş yavaş durulmaya başladım.uyur gibi oldum birkaç defa. dışarıdan annemin sesi geliyordu sürekli,arkadaşım olacak kişi gelmisti,onunla tartışıyordu. 2 saatten sonra kendime geldim,doktor taburcu olabilirsin dedi. yok,iyi değilim daha da dedim. psikolojikmen öyle dedi,beni tuvalete götürmek icin arkadaşımı çağırdı. ayağa kalkınca iyi hissettim,kalbim de normal sekilde atıyordu. arkadaşımın bana söylediği ilk cumle ailene olayın benimle alakalı olmadığını söyle oldu. bir şey demedim,o hiçbir zaman beni teşvik etmedi,suç bendeydi ama benim için arkadaşlığımız bitmisti de. konusmaya gerek yoktu. şu an evde oturuyorum,çok şükür iyiyim. sadece ailemin yüzüne bakamıyorum utançtan. bugün yaptıklarım da aklima gelince utanç verici bir gecenin içindeyim diyebilirim. ama her ne olursa olsun o çok sevdiğimi anladığım hayatın içindeyim.bu olaydan çok ders cikardigimi,hayatımın farklı bir yöne gideceğini düşünüyorum bundan sonra. tabi zaman gösterecek bu girdiğim imtihanin bana neler kattığını.
uzun bir yazı oldu ama anlatmak zorunda hissettim kendimi. her ne kadar insanın bir şeyi yaşamadan ne olduğunu bilemeyecegini düşünsem de bir nebze olsun bu rezilligim ibret alınabilir.
hayatta olmak çok güzel bir şey,inşallah böyle rezil bir ölümüm olmayacak ve ölüm geldiğinde yüreğimin ferah olmasını saglayacak seyler yapmış olacağım hayatta.
Kullanmayın. Bu gece uyuyamadim kahvaltı etmek istemiyorum. Üzerimde garip bir neşe var. Bu kafayla uyuşturucu nasıl gider diye düşündüm. Biri bana uyuşturucu vermiş olamaz de mi? Bu neşe nerden çıktı. Kafam çok karışık. Bir müzik dinlemek istiyorum. Bir zamanlar benim uyuşturucu kullandığım dedikoduları yayılmıştı. Hala burdayım dimi. Bak kızım baban sapasağlam. Ah Be ne şair ruhlu adamım ben.
Bataklıktır ve o bataklığa farkında olmadan günden güne batar insanlar. ilk başlarda esrar ot gibi maddelerle başlayan istediğim zaman bırakabiliyoruma giden ve bırakalamayan günden güne içine çeken bir batak. Arkadaş ortamı bu konuda çok önemlidir illa bir derdi olması gerekmez kullanan kişinin eğlenceli arkadaş ortamlarında başkalarının kullandığını gördükten sonra alkolün de verdiği cesaretle belki bende denemek istiyorum ile başlar. Ve o anda insanların davranışları , yaşadığınız kafa vb gibi etkenler 2. 3. ve sonsuz döngüye doğru çeker sizi. Zararlarını açar okursunuz bilirsiniz belki de tıp okuyan bir doktor adayısınızdır.
Sonra devamı gelir sabahlara kadar takılmaların ardından bugün okula gitmeyim, işe gitmeyimler.
Belli bir süre uzaklaşsanız bile o arkadaş ortamından çıksanız bile hayatın size oyun oynadığını düşünürsünüz karşısınıza çıkan insanlar da kullanıcıdır ve siz kaçtıkça yakalandığınızı düşünürsünüz. Aslında siz ondan korkmuyorsunuzdur. Hoşunuza bile gidiyor olabilir yaşadıklarınız. Sonrasında başka arkadaşlar başka ortamlar derken burununuzdan bişeyler çekerken bulursunuz kendinizi bir çıkmaza girdiğinizi fark ettiğiniz anda çok geçtir. Bir tercih yapmak zorunda kalırsınız aslında hayatınız mı yalancı eğlence dostlarınız mı? yaşadığınızı sandığınız mutluluk kaç dakika sürer? Sonrasın takılma zamanlarınız artar 1 günden haftanın hergününe saatlerceye kadar uzar ve bir yerde tatmin olmamaya başlarsınız daha çok alkol daha çok sigara daha çok ... Ve sonrasında artık geri dönüşü çok zor olan eroine kadar düşersiniz. Önünüzde iki yol vardır aslında ya geri döneceksiniz yada eroine düşeceksiniz size kalmış... Binlerce kurtuluş hikayesi varken yok oluş hikayesi yazmaya ne gerek var?
ne kötü şey. allam sen koru yarebbim insanları. bu tuzağa düşürme. akıllarına vesvese etmesin kimseler kimsesi yarebbiimmm. uyuşturmasınlar zihinlerini dinç tutsunlar. anasına babasına hayırlı evlatlar olsunlar. ne menem illettir bu uyuşturucu. tamam şimdi sadede geliyorum buraya kadar kimse okumaz hani varmı bişeler gençler?