o cocukken ise yariyor.
annem beni dovdugunde aglayarak uyurdum.uyandigimda yagda kizarmis el acmasi d seklinde borek kokusu. uzerimde bir ferahlik sanki yeniden dogmus gibi dinlenmis ve enerjik olurdum.yemegi yer tekrar kudurur cok gecmez tekrar dayak yerdim.
borekler kadar guzel dayaklar.
Yalnızca duraklıyor. Bir film gibi. Hatta öyle ki uyurken bile geçmez bazı şeyler. Bir film tekrarı misali görürsünüz o şeyleri. Uyandığınızdaysa film kaldığı yerden devam eder.
yedi ölümcül günahtan biri olan aşırı düşünmek eyleminin dozunu kaçırdığım zaman sığındığım hissiyat. uzun zamandır takıntılı, her şeyi aşırı düşünen, gün içerisinde düşünmekten herhangi bir işine konsantre olamayan biriyim. hatta bu sebeple günlerce kendimi yatağa zincirlediğim zamanları anımsıyorum. böyle zamanlarda da uykunun geçici illüzyonun kollarına bırakıyorum kendimi. bir süreliğine de olsa düşünmeden, kafamda herhangi bir durumu bin farklı haliyle kurgulamadan vakit geçirebiliyor, takvim devirebiliyorum. bazen bu sedasyon haline kendimi öylesine kaptırıyorum ki günde 10-12 saat uyuduğum oluyor. sadece hatırlamamak uğruna kendimi zombiye çeviriyorum bir nevi. şu sıralar da bunu tekrardan yapmaya çok yakın hissediyorum. çünkü benden çok uzakta hissediyorum artık kendimi. amacımdan, mutluluk hissiyatının içimdeki o büyük boşluğa yerleştiğinde verdiği dinginlikten, bana hiçbir zaman hak görülmemiş sevgiden, gözlerimin içini parlatacak içten bir merhametten çok yoksunum. bunun sonu nereye gidecek bilmiyorum; fakat ben hayatımı beni esir almış bu döngü etrafında yaşamaktan çok yoruldum.
Genelde bir hastalığım olduğunda işe yaradığını düşündüğüm eylem. Diş ağrısı, baş ağrısı, karın ağrısı herşey uyuyunca geçiyor. Rahat bir nefes alıyorsun resmen.
Uyuyunca geçiyor aslında uyuyoruz çünkü ama sabah uyandığında aynı his ile uyanıyorsun…ne yazık ki sadece uykuda olduğun o süre zarfında geçmiş oluyor… malesef can acıtan o şey her ne ise uyanana kadar yok olmasını sağlıyor uyku.