ve o hiç bitmesini istemediğiniz andaki düşünceleriniz!işte bunlar sevginizin ne kadar derin,ne kadar içten ve ne kadar gerçek olduğunu göstermektedir.uyuyan sevgiliyi doyasıya izlemek,onunla özdeşleşmek,o izlenilen anlarda onu doyasıya yaşamak,yaşadığınız her anı yeniden yeniden yaşamanıza neden olacak bir eylemdir.
bakarken içinde dünyanın en şanslı insanı olduğunu düşündüren, fakat doyasıya baksan bile doyamadığın, sevgilinin uyanması ve gülen gözlerle 'günaydın' demesi sonucu biten, bir ömre bedel masumane olay.
sometimes late at night
i lie awake and watch her sleeping
she's lost in peaceful dreams
so i turn out the lights and lay there in the dark
and the thought crosses my mind
if i never wake up in the morning
would she ever doubt the way i feel
about her in my heart
şeklinde çok güzel özetlenebilecek,müziğiyle dinlendiğinde ağlatabilecek durum.*
uyurken diş gıcırdatıyosun diye dayak yedikten sonra ki ciddi ciddi ama kafaya vurulup ağzı sıkıldıktan sonra mecburi yapılan eylem ki bunun eklentisi olarak bi de utanılmadan girilip dalga geçilen entryler vardır...
kucagınıza uzanmış kedinin gıdışını okşayıp onun gözlerini kısmasıyla yüzünüzde oluşan gülümseme gibidir.uzun otobüs yolcuklarından sonra verilen mola da kulagınız da çığıran sessizligin huzura ve dinginliğe dönüşmesi gibidir.ruhun hissetmek ve görmek istedigi , sürekli açlık duydugu masumiyet sevgilinin göz kapaklarında ki titremeyle zihne öyle güzel melodi olur ki tanrım bu melodi hiç bitmesin diye haykırmak istersiniz o anda aklınıza onu uyandıracagınız gelir ve haykırış yerini ince bir tebessüme bırakır.
dokunmak istersiniz tıpkı küçük bir çocuğun tavşana dokunmak istemesi gibi.saçlarının dagınıklıgı bile o sessizlikte size o kadar şey anlatırki saçlarından yastık yapıp beraber uyumak istersiniz.hayattaki herşeyin sizin için teferruat oldugunu belki de en iyi bu şekilde anlayıp sıkıca sarılmak istersiniz eliniz bi hamle yapar hemen ardı sıra uyudugu gelir yine aklınıza.rotası değişmiş eliniz kuş tüyü tadında sevgilinin yüzüne iner şimdiye kadar hiç olmamış hafifligiyle.. aklınıza beraber yaptıgınız çılgınlıklar gelir , "ahh seni yaramaz" diye geçiriverirsiniz içinizden.güneşin , ayın , yıldızların periyodik olarak gökyüzünde gözükmesi gibi öyle yada böyle benim hayatımda olmalı dersiniz, gördüğü rüyaları kıskanırsınız 'niye ben yokum' diye , alıp verdigi nefesin sesini duyup sıcaklıgını yüzünüzde hissederken 'ya bidaha nefes alamazsa' , 'ya ölürse" düşünceleri arsız bir sinek gibi en dingin duygularınıza konar..onu kaybetme korkusu bi anda bütün bedeninizi kaplar , gözleriniz dolar , hiçbişeyden haberi olmayan sevgili tüm masumluguyla karşınızda yatarken.
uyanırsa ne ister acaba telaşı başlar bi anda.karnı açmıdır? yok canım daha yeni yedi.yok yok ben yine de mutfağa birşeyler hazırlayım belki acıkmıştır.ya kabus görüyorsa ? dur sırtüstü yatırayım ama inşallah uyanmaz.üff bi kerede yorgan açık uyuma be hasta olacaksın.aman neyse çok fazla sürdü bu uyku uyan artık seni çok özledim.