dostlar, en mühim ergenlik dönemi sanrılarından birisi de budur kuşkusuz. ev de herkesin belli lokal koltuğu/ divanı vardır. babanınki daha güzide bir yer işgal eder.o bölüm aile reisinin tekeli altındadır. bir başkası kullanırken nerdeyse izin alma pozisyonunu alır. ee baba netice de. yemek üzeri şekerlemeleri babamız orda yapar. bu divanımtrak koltuk babaya alışkındır. aralarında duygusal bir bağ oluşmuştur kimsenin bilmediği sanılan. horlamalara bile bir tahammül vardır koltuğumuz tarafından. ses çıkarılmaz. sussssssss!çıt yok! baba,o! şimdi mevzumuza gelelim. babamız gene yarı uyuklamalı vaziyette elinde sımsıkı tuttuğu kumandayı kimseye vermeme çabasında. bir sahiplenme var yoğun tarafından. halbuki dalıyor zaman gelimi. arada stresli/ çekingen bir minimal ses gelir babamıza. kırılgan ses tonuyla. baba bir film var onu izleyeceğim. babamız duyupta her zamanki gibi duymamaya yatıyor. uyanıklıkla uyuma arasında gidip gelirken. hoş anlar şekerleme eşliğinde onun için. lakin biz de bir gerginlik var. film başlamak üzere. artık kendime söz verdim alıcam o gıcık kumandayı. bir gayret yani. inşallah. belki de uyudu. evet yanılmıyorsam içi geçti gitti. almalıyım artık sımsıkı da tutuyor yahu iç geçirişleri. akabinde çoğu zaman boka saran film anları. ve çocukluğumuzun kanayan nadide bir yarası.sözlükle paylaşmada sıkıntı yok. bu sefer de filmin ilk 10 dakikası geçti gitti kaldığı yerden izleriz artık.
çocukları parmak üzerinde yürüme, divan kenarında sürünme, nefesini uzun süre tutma, super slow motionda el altındaki kumandayı çalma gibi konularda eğiten stres hali.
uykusu ağır olduğu halde her defasında uyanır. göz ucuyla şöyle bi bakar bi problem olmadığını anlayınca tekrar uykuya dalar ve kumanda sizdedir. sür saltanatını sayın sözlük.
tam kumandayı alacakken bir gariplik oldugunu farkeden baba uyanır ve akabinde şöyle diyaloglar gelişir ;
- hıh ne hı?
+ ya baba kumandayı alacaktım.
- izliyorum oğlum ben.
+ ne izlemesi ya uyuyorsun baba?
- uyumuyorum gözlerimi dinlendiriyorum ve dinliyorum ayrıca.
+ iyi baba yaaa...
çok fazla strese sebebiyet verebilen olay. Babadan uzaktan kumanda almaya çalışmak plan yapmayı gerektirir önce sessizce yaklaşılır,uyuyo mu diye kontrol edilir horlama sesi varsa durum daha da kolaylaşır ama yoksa her an uyanabilme durumu vardır sonra yavaşça kumandaya gider el, almaya çalışılır fakat çok yavaş ve dikkatli olunmalıdır,çoğu kez uyanır ve daha sıkı tutar iş çoğu zaman daha çok boka sarar. En iyisi odaya tv almaktır bu strest çekilmez yahu. Eskiden kardeşim ve kuzenimle babamdan kumanda almaz o zamanın teknolojisi bi saat vardı tv kumandası gibi kullanılabiliyordu onu kullanırdık ne teknoloji ama.
ben öyle uğraşmıyorum. baba git yat saat kaç oldu bırak kumandayı terli terli naaptın öyle iki manken gördün direk kumandayı sık tuşların yazıları okunmuyo senin yüzünden gibi bir ergen azarlar cümlesi kullanır babamı yatağa doğru uğurlarım.
derin uykuya sahip baba için yapılan en kolay hareket. zaten gözler kapandığı andan itibaren horlamaya başlar kumandanın eldeki konumu özgürleşir. yavaşça çekilir. ve son.
önce uyuduğundan tam olarak emin olunur arkadan gelen gerilim müziği eşliğinde sinsice yaklaşılır yavaşca kumanda alınır yerine bir adet terlik koyulur ki eli boş dumasın (bu onu bir süre durdurur).
Eğer baban varsa ve bu oluşum içine girdiysen çocuk yaşlarda yaşanılası en güzel adrenalin (epinefrin) dolu eylemdir. Çok sessiz ve ürkek hareketlerle yanına yanaşırsın. ilk olarak bir kaç defa seslenirsin:
- Baba... Baba... Baba...
Biraz homurtu ve kımıldanmadan sonra harekete geçersin. Sinsice elini uzatırsın bu sırada kalp atışların 180 - 200 leri bulmuştur. Kulağında filmlerde ki tehlike çanları biraz da terlemiş olabilirsin. Ardından şansın varsa yorgunluktan uyanamayacak olan babandan kumandayı almayı başarırsın. Tabi sonrasında da tv nin sesini mümkün mertebe kısrak zaplarsın saat geçmiştir. Arada uyuyup uyumadığını kollaya kollaya diken üzerinde bir şey anlamadan tv ni izlersin. Yakalanırsan yakalanmışsındır...
Bir casus edasıyla yavaş yavaş hareket edilir.(kedi yürüyüşü). Acele yoktur.
Fakat aniden uyanacağını hissedersin ve elini çekersin.
Gözlerini açar ve seni kendisine garip garip bakar bir halde bulur.
Kendini garip ve salak bir halde bulursun. Ne yaptığını açıklayamazsın. Sıçtığının resmidir.
Ama o kumandayı babayı uyandırmadan alırsan senden kıralı yoktur.
işte bu haz için o maceraya değer.