çocukken yaşardım bunu. annem yatırırdı yatağa öperdi yanıma suyumu koyup giderdi. ertesi gün okula gideceğimi veya sokakta arkadaşlarımla top oynayacağımı düşünür heyecanlanırdım. ardından aklıma gelirdi işte ya sabah uyanamazsam diye, uyuyamazdım. çok uykum olurdu fakat dönüp dururdum. bu fikri aklımdan çıkarması için dua ederdim ama nafile, çıkmazdı. sonra dalardım uykuya bir şekilde, sabah uyanıp gece yaşadıklarım aklıma geldiğinde sevinirdim bu gecede ölmedim diye. çocukluk işte.
çoğu insanın istediği şekilce ölmekten korkmaktır.
insanoğlu ölümden korkar nedense. ve bu sebepten dolayıdır ki ölüme şahit olmak istemez hiçbir zaman. bir yakını vefat ettiğinde matemini tutar. hele ki bu gibi zamanlarda kendi ölümünü düşünürse iyice karamsar bir ruh halina bürünür. ölümün onu hiç beklemediği bir anda veya göz göre göre bulmasından korkar. bu sebeple uykuda ölmek insanlar arasında yeğlenen bir ölüm biçimidir.
oysa öldükten sonra ne olacağını net biçimde bilemez insan. kimi cennete gideceğim der
kimi kıyamete kadar sevdiklerimle olacağım. kimisi de iyice saçmalar yeniden doğacağım ben der.
yeniden doğmak. pek parlak bir fikir gibi görünmüyor yahu. öldükten sonra yeniden ölmek için tekrar doğmak.
ilginç.