2.5 yıldır aynı evde kalıyorum. hatırladığım kadarıyla yaklaşık 2 yıldır haftanın bir çok günü bodrum kattan gelen balyozla duvar dövme sesiyle uyanıyordum. aklımdaki hikaye ''işsiz herifin teki bodrumda duvarları kırarak evinde kullanmadığı eşyalarına geniş bir alan oluşturuyor'' idi. bu durum o zamandır devam ederken bir gün gümbür gümbür bir sesle uyandım. artık o balyozun duvara vurma sesi bilinçaltıma nasıl yerleştiyse yataktan fırladığım gibi kapıya koştum. aklımdan geçen ise ''bu picin oğlu kesin kirişi kırdı ev yıkılıyor. kaçıp canımı kurtarayım'' idi. fakat kapıyı açınca gördüğüm manzara herşeyi açıklıyordu. iri yarı, t.c.d.d emeklisi tipli yaşlı amcam sırtında 1,5 metre uzunlukta, 50-60 cm çapındaki çelik sıcak su kazanını merdivenlerden sırtında indirirken kazanla beraber aşağı yuvarlanmıştı. yataktan fırlayıp aklımdan geçenlere mi güleyim, amcamın o haline mi ağlayayım yoksa şoku mu atlatayım?