--spoiler--
bursa'ya döndükten sonra uykusuzluğum iyice arttı, günde 1-2 saat uyuyor, geceleri televizyonun karşısında yarı açık gözlerle gündüz programlarının tekrarlarını izliyordum. bir hafta bu şekilde, evden gelen her seste televizyonun sesini daha da açarak geçti. boş koridorlara bakamıyordum, her an gelecekler diye düşünüyordum, az uyku zaten halüsinasyonlara neden oluyordu. zihnim karıncalanmıştı. gecelerden nefret ediyordum.
--spoiler--
[ Sözlük'te bulunan "Neden Evlenmedim" kitabına ait yazılar, ek yazılar ile birlikte yaz başında aynı isim ile basılacak. Bu nedenle yazıların buradan yayınını durdurmak durumundayım. Anlayış göstereceğinizi umuyor, ilginiz için teşekkür ediyorum. Eksper Mental ]
Uyurken dertlerim gider diye uyuyakalmak, fakat dertlerin seni uykuda bile birakamiyorlar. Ruyanda hep ayni seyleri gorursun, sabah kalkip saskinlikla kipkirmizi gozlerine bakip nasil oldu bu diye gene uyuyakalmak.
Bugun basima gelen ilginc durum.
Cok kotu bir ruya gordum ruyamda hickira hickira agliyodum meger gercekten agliyormusum sonra ruyadayken birden ruyadan ciktim gozlerim hala kapaliydi ama hickira hickira aglamaya devam ediyodum ve yastik aglamaktan sirilsiklam olmustu.
Sonra uyaninca agladigimi bi 10 dk sonra farkettim.
Ustelik sabah 6 da uyuyup sabah 8 de uyanmistim 2 saat icinde hayatimda ilk defa bu kadar yogun ruya gordum hani ruyalar 7 saniyedi lan.
bir kere daha yaşamıştım bu durumu. kalktıktan sonra ağlamaya devam ettim. neden bilmiyorum ama sadece ağladım. ihtiyacım vardı sanki. daha önce hiç bu kadar ağlama ihtiyacı hissetmemiştim.
Yaşadıklarına karşı dik durabilen ama bir o kadarda duygusal olan insanların karşılaştığı durum. kırılgan tarafını kimse görmesin diye yalnızken bile ağlayamaz. Ancak böyle uykusunda bilinç dışı olur. Ağlamak ihtiyaçtır,ağlayın gitsin.
Olur öyle arada… içinde bir huzursuzlukla gözün yaşlı şekilde uyanmak, güne başlamak için pek tercih edilesi bir durum değil ama yapacak bir şey de yok. Üzerine düşündükçe düzelmiyor, boşvermeye çalışın…