öyle rezil bir durumdur ki, yolun yarısından geri dönüpte evine/yurduna giden çoktur zannımca. hatta-ül azim, çimenlerde de afedersiniz öküz gibi uyumakla geçer gününüz. sınavınız yoksa eğer, manyakmısınız? hiç gitmeyin.
yürürsün, gevelersin, bakarsın, oturur kalkarsın ama sanki bunları yapan sen değilsindir de bedenini yukardan izliyorsun gibidir. bir de güneşli bir gün ise vay haline. gözlerin küçülür de küçülür. düşman başına.
spor yapılacaksa, efendime söyleyeyeyim koşturulacaksa tepinilecekse, affedersin yarrak gibi bir günün habercisidir. koşmasına it gibi koşulur da, sonrasında mide, karın, baş gibi alâkasız yerler ağrımaya başlar. kendimden biliyorum. yatın paşa paşa, sabah gidin yahu. bak ben artık öyle yapıyorum. derhal 17 arkadaşıma tavsiye ettim. 8'i okulu bıraktı. vay amına koyayım serhat dediler.
mimarlık öğrencilerinin proje yetiştireceğim derdine genelde yaptığı olaydır. bir süre sonra zaten bünyeleri uyumamaya alışıyor ve tabii bununla birlikte zaman kavramı denen bir şey kalmıyor, günler geceler birbirine karışıyor. bunun için derslerde yapılması tavsiye edilen (bkz: gözü açık uyumak). tabi yapabilene.*
lakabınızın keşe çıkmasına vesile olan düzensizlik.ilk 2 derste uyumamak için hiç bir neden yoktur tabi ki yazılı sınav yoksa. hocalar size "kaldır lan kafanı" , "akşam uyumadın mı lan it" , "lan kalk okul burası çaktırma ağzına" gibi kaptan mağara adamı kıvamında sözler sarfetse de sabaha kadar ayakta durmuş, kafasında elli tane sorun olan öğrenci için bu sacma salak laflar sikinde bile olmaz.derste uyursan sessiz sakin öğrenci ayaklarına yatıp mantardan sınıfı geçebilrsin.tam aksi de olabilir eğer ki hoca/öğretmen/neylüğü belirsiz sınıfta ha bire geziyorsa. ****