uykuyla uyanıklık arası dönemde olan durumdur. ancak bazı kaynaklarda bu durumun uyku sırasında ruhun bedeni terk etmesi anında yaşanan bir aksaklıktan olduğu söylenmekte..
konuya açıklık getirmesi açısından şu bilgilerle başlamak daha doğru olacaktır kanımca. bazılarına göre uyku hallerinde ruh bedenden çıkıp dünyada küçük gezintiler yapmaktadır ve günlük hayatta aynı şeyi daha önceden yaşamış gibi olma/ aynı yerde daha önce bulunmuş gibi olma hissi şeklinde tariflenen deja-vu hadisesinin de temelinde bu yatar.. yani siz mışıl mışıl uyurken ruhunuz etrafta sürter ve bazı mekanlara sizden önce gider.. *
bilim adamları ise buna münasip uzuvlarıyla gülmekle birlikte deja-vu durumunu beyindeki anormal deşarj hadiselerine bağlarlar. yine bunun bir nevi benzeri ve zıddı olan james-vu da yine aslında beynimizin bize oynadığı küçük oyunlardan ibaretttir.
netice itibariyle ruhun fit attığına inanan bazı kimselerce yapılan açıklamaya göre; uyku anında ruhun bedeni terk etmesi sırasında kişinin bunu hissetmesi ya da birden uyanıklık durumuna geçmesiyle ruhun tekrar bedene dönmesi; bir nevi düşmesi sonucu yaşanan bir histir..
bizim güzide validelerimiz ise konuya daha farklı bakış açıları getirmişler ve 'korkuttular, korkuttular' şeklinde tanımlamışlardır bu durumu.*
çocukken yaşadığım bir hadisedir. böyle açık kahverengimsi bir dağ sağ tarafımda sol tarafım alabildiğine gökyüzü ben saatte 200 km ile yere doğru gidiyorum. bunu anlattım etrafa meğersem herkeste varmış. büyüyüp şöyle biraz araştırma yapınca yataktan düşme korkusu olanlarda böyle bir şey olduğunu öğrendim yani yer yatağında yatsam hiç böyle absürd şeyler olmayacakmış.
tam uykuya dalacakken ya da dalmısken sıcramayla sonlanır bu his. bazen bir ucurum kenarından, bazen adım atılan bir merdiven basamagının kırılmasıyla düştüğünü hisseder insan. eğer yere çakılma anı hissedilirse kişinin öleceği rivayet olunur.
Genelde uykuyla uyanıklık arası dönemde olan durumdur. Bazen bir uçurum kenarında, bazen adım atılan bir merdiven basamağının ıskalanmasında hissedersiniz.
Uyanıklık halinden uyku haline geçilirken önce beden uykuya dalar, sonra beyin yatışa geçer. Fakat bu aradaki fark bazı sebeplerle uzarsa düşme hissi oluşur. Aslında düşme hissi dense de doğrusu titreme hissidir.
Beden uykuya daldığında, stres olmanız, heyecanlı olmanız, kısaca o gün yaşadıklarınız, beynin uykuya dalmasını geciktirir. Beyinse kontrolün kendisinde olduğunu sanar fakat nerdee.. Beden uykuya daldığından kontrolü kaybetmiştir. Bu sefer beyin "öldüm mü lan acaba" diyip vücuda sinir dalgası yollar. Hem de öyle böyle değil. Sizi uçurumdan uçurtacak kadar.. Uçurumlar, merdivenler ise titremenin beyin tarafından kurgulanmış halidir.
halk arasında cinlerin dürttüğü de söylenir. bunu duyduktan sonra yatmadan önce birkaç sure * okuduktan sonra yatmaya başladım. bir daha da böyle birşey olmadı. *
(bkz: tanrım yalnız değilmişim)
çocukluğumdan beri başıma gelen hadise. o zamanlar anneme falan söylemeye çekinirdim, zannederdim ki sadece benim başıma geliyor. tozuttuğumu düşünmesinler diye kimseciklere diyemedim derdimi. ama görüyorum ki bir çok insan bu dertten mustarip.
tam tatlı tatlı uykuya gececekken gerceklesen ve insanın ömründen ömür alan bi mevzu olup uykunun taa fizana kaçmasına neden olur feci bir kalp çarpıntısıda cabasıdır.