dünyanın en soprano sesinden duyulan ince bir çığlık gibidir uykusuzluğun o gürültücü havası. hava bulanık ve karamsar olacak ki; karanlık daha önce hiç görülmeyen kadar siyaha boyanacak->buna bir tür cinsel kopuş anı diyorlar. uykuyla gelen nice enteresan yarını bekleme umutlarını tüketmeye yarayacak kadar kibirli olacak yastık boynuna. boyun fıtığı sevdasıyla yanıp tutuşan bir başsızın elindeki kellesiyle yarım yamalak adımlar atacak. kördür; dünyanın en güzel sesi; en güzel şiirlerini yazanlar kördür; uyku körlüktür; neye kime baktığını bilerek yada bilmeyerek gözleri kapalıdır. belki de bu yüzdendir ya; en derinden hissedilen duyguların belirli bir yaş sonrasında; gece kabusları olması. sanırım karanlıkta her renk gözdeki lenste kırılan ışık süzmesiyle kırmızılaşacak. vahşetin çağrısı mı dersin, yoksa erotizmin havası mı, bilinmez...
bilinmez olduğu için; her kefeye sığacak kadar şekil dolu oluyor. köşesi kıça kaçmış bir değnek kadar acıtıcıdır; emotionların kendine payladığı bu duygusal travmaları çalmak olacak bir gece ansızın üstüne çöken o şevhet duygusu. ve bir film son karesidir; uykusuzluğun
perde iniyor; kararıyor ekran; yönetmen kendi ismin; oyuncular benliğin, fiziksel kuvvetin, duyguların ve dokundukların; her ne olursa olsun senin olan kudretler
içerideki, yatağındaki, koynundaki uykulu beden sana alkış tutuyor görüyor musun gülen yüzünün altındaki mahsumiyeti haydi biraz daha kirlet seviştiğin her benliğini. farkında mısın? hangi sen uykuya dalmadan önce bir kez kendi kulağına yarın boktan bir gün olacak! diye çığlık atıyor. farkında mısın? hangi sen birine dokunmak istediğinde o da seni becerecek diye fısıldıyor kulağına. farkında mısın? kendi kendine konuşmanın normallik olduğunun ama bunun delilik gibi gösterildiğinin. evet; düşünüyorsan, konuşuyorsan biraz deli olman lazım; bilerek ve isteyerek delirmen lazım. deli! deli! deli! diye bağırman lazım ve ne zaman çekemezsen bu hayatı; ben deliyim ya ondandır diyebilmen lazım.
uykusuzluk uykulu olmak uykudan kaçmak; gerçek dünyada kabusların ortasına düşmek. bir beden, yetmez bir beden daha, o da yetmez aynı anda onlarca beden gerekiyor şimdi aldanmayan aşka. aldatmayan aşka ise; sadece kendini dinlemek düşüyor hey sen hiç mi bir insanın bedenine sahip olmak istemedin! aynadaki kendine biraz daha bağır şimdi biraz daha yüksek sesle biraz daha hayvan herif; hayvanlara saygısızlıksın sen!
ve uyku seni esir eder kendine esir olmaktan mı korkuyorsun, o zaman yastığa koy başını ve biraz gözlerini kapat