260 numaralı sayısı yani 23 ağustos perşembe sayısı bazen geç çıkıp cuma günü çıkarken bu hafta aksine 2 gün erkenden yani salı günü çıkan dergi. kısacası bugün bayiilerde. gidin alın.
yeni sayısını alalı kaç gün oldu ama hala okumadım hani son kalan tatlıyı nasıl yemezsiniz öyle bişey benimkisi. hemen okursam 1 hafta naparım diye düşünüyorum parça parça okuyunca da zevki çıkmıyor o yüzden alıyorum ve bir kaç gün hiç dokunmuyorum.
Perşembe çıkacak olmasına karşın sabah bayiiye gittiğimde raflarda görüp hemen aldığım dergidir, yine yardırmışlardır efendim.
Bu haftaki konu; parasız eğitim.
geçen haftaki sayısını arkadaşıma pazar günü son anda aldırabilmiştim. henüz onu okuyamadan, bu haftanın sayısını da pazartesiden alayım dedim. gidip aldım da, fakat benim aldığım da geçen haftanın sayısıymış. bunlar da amerika'nın oyunları olmasın?
burçlara inanmam ama..." aslında kimse inanmaz ama herkesin bir ama'sı vardır bu burç muhabbetinde. inanmam ama... ikizlerim "ben". tam "şizofren" burcuymuş, öyle diyolar. ciddi ciddi benim içimde 2 kişi yaşıyor. bazen 3-4-5 oluyorlar hatta. bi gün toplaşıcaz madem "otisabi" olamadık bari başımız bağlansın deyip kız istemeye gidicez inş. başımızı "sami abi" çekiyo. abimiz her zaman orda. "kendimi durduracak değilim" deyip bir işe girişecek oluyorum. çok farklı, orjinal bir iş. ya da süpersonik bi fikir, güzel bi kızın hayali... tek gecelik, fuckbudylik düşünceler bunların hepsi. tek nedeni sami. o gerçek bi "uykusuz". 7/24 mesai. uyumamış, gece durmaksızın çalışmış. "uyuyun lan" bi! birbirinizin fikirlerine hiç mi saygınız yok? her kafadan ayrı bi ses. aranızda yaşadığınız "çarpışma" yüzünden "yenilginin kısa tarihi" altın harflerle yazıldı bu bünyeye. "kaç yıl oldu?" sizin yüzünüzden bi "sandık içi"ni doldurmaz başardığım işler. yeri geldi "bebek kafası" dediniz daha başlamadan yok ettiniz doğmamış idealleri, yeri geldi "hunili işi" işte deyip kestirip attınız, piç ettiniz her şeyi. bıktım "salçalı ekmek"ten, büyümek istiyorum ben. "benim de söyleyeceklerim var", "akıl fikir ofisi"nden geçirdiğim.
ama nedir biliyomusunuz? şöyle de bi gerçek var: "ben"i sizler yarattınız. seviyorum lan her birinizi.
31 mayıs 2012 tarihli kapağı ile başı belaya girebilecek dergi.
dergi perşembe günü çıkıyor. matbaasında arkadaşım var. söylediğine göre recep tayyip erdoğan'ı hunili ve deli gömlekli çizmişler.
(bkz: yiğit özgür)
10 mayıs 2012 tarihli 245 no'lu sayısının kapağı bu sezon tam bir işkenceye ve rezalete dönüşen futbol sezonuna çok sağlam bir kapaktır. http://galeri.uludagsozluk.com/g/uykusuz/
karikatüristleri penguenden daha sağlamdır. göksu gülü gönderip yerine daha ağır birini alırlarsa daha sağam olacağı kesin dergidir. bünyesinde otisabiyide barındırırki işte bu dergi beni benden alır. candır.
yaklaşık bir buçuk senedir açılmayan bir sitesi vardır. çok sorumsuzlar efendim. bi hafta dergi geç gelir bir hafta eksik çıkar ki bu olay son zamanlarda bayağı sıklaştı. yavaş yavaş eriyor efendim. sanırım ne onlarda ilk heyecan kaldı ne de okuyuclarında. hakkını yemek istemediğim adamlarda vardır içlerinde. mesela cihan ceylan, memo tembelçizer, oky, yılmaz aslantürk, emrah ablak, deniz ensari her hafta yazarlar çizerler efendim.